“Daima yazdığımız ve haykırdığımız gibi bu günkü gençlik, önünde mania tanımayan engel görmeyen kükremiş bir dalga gibidir. O, yoluna kanındaki cevherden aldığı kuvvetle devam eder, yürür, maniaları aşar, engelleri devirir ve daima ileriye yol alır.

Genç arkadaşlar, sizler bugün gösterdiniz ve ispat ettiniz ki Türk gencinin başaramayacağı, yapamayacağı hiçbir şey yoktur”. 1943

Dr. Fazıl KÜÇÜK

BM Genel Yazmanı Bay Antonio Guterres Kıbrıs uyuşmazlığının çözümü konusunda ortak zeminin olmadığını sıklıkla yineliyor. Gerekçe olarak da durumun endişe verici olduğunu belirtiyor. Uzun bekleyişten sonra da kendini temsil edecek arabulucuyu yeni atadı. Yeni atanan kişinin konuyu öğrenebilmesi ayrıca yeni bir yıla doğru geriye sayım sürgit ederken çözüm umutlarının 2022 yılında filizlenmesi bekleniyor. Yarım asrı aşan süredir her yılsonu yaklaşırken çözüm umutlarının filizlenmesini beklemekle geçirmiş bulunuyoruz.

 Uyuşmazlığın çözümünün zorlayıcı dış baskılarla bugüne değin çözüm için hiçbir işe katkısının olmadığının da unutulmaması gerekiyor. Buna koşut çözücülüğe soyunacak olan kişinin elinde sihirli bir değneğin olmadığı da bilinmelidir. Bütün olumsuzluklara karşın yine de çözüme olan hamaset dışında inancımızı ve umudumuzu korumak istiyoruz.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Bay Nikos Dandias son günlerde yaptığı konuşmalarında ülkesinin Türkiye ve Türk halkına yönelik art niyetleri olmadığını söyledikten sonra, “Yunanistan Türk halkı ile diyalog arzulamaktadır. Çünkü Türk halkının büyük bir kısmının hala Avrupa ile entegrasyon ve farklı bir süreci bulunduğuna inanmaktadır” diyor.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki uyuşmazlıkların çözülebilmesi için bir süredir yapılmakta olan müzakerelerin askıda bekletildiği biliniyor. Çözümlerin askıda neden bekletilmeye adeta mahkum edilmelerinin de açıklanmasına gerek olduğunu düşünüyoruz. Bugüne değin iki ülke arasında yapılan çözüm görüşmelerinde hamasetin ön plana çıkarılmadığı Yüce Atatürk ile Venizelos arasında ki görüşmelerde olumlu sonuçlandığının da unutulmaması gerekiyor.

Yunanistan’dan gelen hamasetle ilintili konuşmalara karşın Başpiskopos  ll. Hrisostomos “Şu anda Kıbrıs’ta %20 oranında bile Kıbrıslı Türk yok. Kıbrıslı Türklerin Rum çoğunlukla aynı haklara sahip olamayacağını” söylüyor. Adada var olan uyuşmazlığın temelinde bu olgu yatmaktadır. Rum siyasiler de konuya ilişkin olarak farklı sözcüklerle bu noktaya bağlanmış duruyorlar. Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliği sağlanmadığı için bütün iyi niyetimize karşın takoz gibi sözler karşımızda duruyor.

23 Ocak 2022 tarihinde yapılacak olan milletvekili seçimleri için geri sayım sürgit ediyor. Farklı düşünce yapısında olan siyasi partiler de beklentilerini dillendirerek oy almak çabası içinde çalışmalar yapıyorlar. Buradaki sıkıntı Annan’ın Belgesinin tartışıldığı günlerdeki gibi bir ortamın yaratıldığını kaydetmek istiyoruz. Karşımızdaki unsur adadaki çözüm için desantralize modeli ile ortalıklara çıkarak BM’i etkisi altına almak çabasındadır.

Kıbrıs Türkleri olarak bizler, Egemen Eşit devlet modeli ile Federasyon konusunu tartışıyoruz. Seçimden sonra yapılacak bir halk oylaması veya kamuoyu araştırması toplumun iradesini ortalıklara çıkaracaktır.  Bu şekilde toplumu ilgilendiren çözüm modelini de saptamış olacağız. Bunu yaparken de birbirimizle olan ilişkilerimizde azami saygının da gösterilmesini gerekli görüyoruz.  Demokratik esaslara uygun olarak alınacak sonuç tanınmamızın da sağlanması için önemli bir eşik olacaktır.

Kendi içimizde ortak noktada buluşarak hedefimizi belirlememiz gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

06 Aralık 2021  -  Ankara  -

Ahmet GÖKSAN
[email protected]