Dr. Gabor Maté’nin “Hayır diyememek hastalık doğurur; hayır diyebilmek iyileştirir.” sözüyle başlamak istedim bu yazıya.

Kitabını okurken bu cümle beni çok düşündürdü. Çünkü hayır demek, bence iletişimin en kritik noktalarından biri.

Ne yazık ki çoğu zaman karşımızdakini kırmamak için, aslında hayır dememiz gereken yerlerde evet diyoruz.

Kendi isteklerimizden ödün veriyoruz, yoruluyoruz ve en sonunda en çok kendimize zarar veriyoruz.

PEKİ, NEDEN HAYIR DİYEMİYORUZ?

Aslında bu durumun kökeni çoğunlukla çocuklukta saklı. Psikoloji uzmanı değilim, o yüzden derin analiz yapamam ama iletişim açısından şunu söyleyebilirim; çocukken öğrendiklerimiz büyüyüp yetişkin olunca da bizimle kalıyor. Değiştirmek mümkün tabii, ama kolay değil.

Çoğu kişi “hayır” dediğinde kötü biri gibi görünmekten korkuyor. Ya karşındakini kırar diye endişeleniyor, ya da reddedilirim diye kaygılanıyor. İşte bu korkular yüzünden çoğumuz kendi hislerimizi, ihtiyaçlarımızı gözardı ediyoruz. Oysa kendimizi dinlemek, kendimize sahip çıkmak şart.

HAYIR DEMEK KENDİNE SAYGIDIR

Aslında hayır demek, kendimize saygı göstermek demek. Hepimizin bir sınırı var ve o sınırları korumak zorundayız. Karşımızdaki kim olursa olsun, bize uymayan şeylerde hayır demekten çekinmemeliyiz. Çünkü sınır koymazsak, insanlar bunu hemen kullanır, suistimal eder. Kendine saygı, o sınırları net koyabilmekten geçiyor.

NE YAPMALI?

Sevdiklerinize, canınızı sıkan şeyleri kırmadan ama açıkça anlatmak çok önemli. Burada hem kendinizi korumuş olursunuz, hem de karşınızdakine saygınızı gösterirsiniz.

Hayır derken de sert olmak zorunda değilsiniz; biraz nazik olmak en güzeli.

Hani şu Sandviç metodu var ya, tam da bu iş için biçilmiş kaftan; önce güzel bir giriş, sonra net “hayır”, en sonda da içten bir cümle…

Hem karşınızdakini incitmezsiniz, hem sınırlarınızı korursunuz. Naçizane tavsiyemdir!

KENDİ İHTİYAÇLARINIZI GÖZ ARDI ETMEYİN

Hayır demek, aslında kendinizi korumak demek. Sadece “hayır” demekle kalmaz, ne istediğinizi ve sınırlarınızı net bir şekilde ortaya koymakla ilgilidir.

Mesela, “Fark etmez” demek de çoğu zaman kendinizi geri planda bırakmak anlamına gelir. Diyelim ki şeker hastasınız ve biri sizi tatlı yemeye götürmek istiyor; “fark etmez” demek, aslında kendinize zarar vermek demektir.

Sınırlarınızı belirlemek kendinize verdiğiniz en büyük değerlerden biridir.

Eğer hayır dediğiniz için biri sizi dışlıyorsa, bence o kişinin dostluğunu tekrar düşünmenin zamanı gelmiştir.

Gerçek dost, sınırlarınıza saygı duyan, sizi olduğunuz gibi kabul edendir.

Hayır demek her zaman kolay değil, kabul ediyorum.

Ama aslında bu, kendimize saygımızın en güzel işaretlerinden biri. Kendine nazik davranmak, sınırlarını bilmek ve ihtiyaçlarını anlamak… Bunlar hem kendinle barışmanın hem de karşındakilere duruşunu net, samimi şekilde gösterebilmenin sırrı.

Unutmayın, ‘hayır’ demek karşındakini kırmak değil, kendine değer vermektir.