“Haklı olmaktan daha fazla egoyu güçlendiren hiçbir şey yoktur.”

Eckhart Tolle böyle demiş. Gündelik hayata bakınca insan bunun ne kadar yerinde bir gözlem olduğunu anlıyor.Çünkü öyle bir çağdayız ki… Anlaşmak? Ne münasebet! Haklı çıkmak varken kim uğraşacak karşı tarafı anlamakla?

Son zamanlarda etrafıma bakıyorum—arkadaş toplantıları, trafikte camdan bağıran amcalar, hatta kahve kuyruğunda bekleyen insanlar… Herkes aynı modda: “Ben haklıyım, sen de bunu bir zahmet kabul et!”

Sanki hepimiz gizli gizli bir “Haklılık Olimpiyatı”na hazırlanıyoruz da haberimiz yok.

Bütün bunları görünce kendime şu soruyu sordum: Biz neden iletişim kuruyoruz?

Haklı çıkmak için mi, yoksa gerçekten anlaşabilmek, için mi?

İletişim dediğin şey tek taraflı olmaz. Biri konuşurken diğerinin hazır cevap, elinde cümle bekletmesi değil; dinlemesi gerekir. Ama biz ne yapıyoruz?

Karşımızdakinin ne dediğini anlamadan, hatta çoğu zaman duymadan… içimizden “Dur, dur şimdi öyle bir laf söyleyeceğim ki mat olacaksın!” diye prova yapıyoruz. Ego tam gaz.

Bir de şu var: Haklı çıkmak anlık bir tatmin. Hani çikolata yemek gibi. Bir dakika müthiş bir mutluluk, sonra vicdan: “Ben biraz kaba mı davrandım acaba?”

Ama anlaşmak…Birine gerçekten kulak verdiğinde, seni anladığında, ortada buluştuğunuzda gelen o hafiflik… Hiçbir “Ben sana demiştim!” zaferinin yanından bile geçmez.

Günlük hayatın koşuşturmasında asıl meseleyi unutuyoruz.

Biraz daha bağırırsak daha iyi anlatacağımızı sanıyoruz.

Biraz daha sertleşirsek daha çok saygı göreceğimizi…

Biraz daha haklı çıkarsak ‘kazandığımızı’…

Oysa iletişim bir yarış değil.

Biri kazanınca diğeri kaybetmiyor.

Bazen iki taraf da kazanabiliyor—yeter ki “Ben haklıyım” mı bırakıp “Ben seni anlıyorum” demeye cesaret edebilelim.

Şimdi gelin dürüst olalım: Hepimiz zaman zaman ego tarafından esir alınıyoruz. Bazen sırf kendi iç sesimizi tatmin etmek için, aslında hiç önemi olmayan bir konuda bile sinirlerimizi harcıyoruz. Sonra da “Neden bu kadar yoruldum?” diye düşünüyoruz.

Belki de aradığımız şey haklılık değil.

Belki duyulmak, anlaşılmak, görülmek istiyoruz.

Evet, haklı çıkmak güzel. Bazen çok güzel.

Ama anlaşabilmek… İşte o kıymetli.

Günün sonunda sağlık iletişim kurabilmemiz için hepimize lazım olan şey şu:

Biraz daha dinlemek.

Biraz daha anlamak.

Ve egomuzu beslemektense ruhumuzu doyuracak sohbetler kurmak.

Bazen en büyük zafer, tartışmayı kazanmak değil…

Kendi egomuzu susturabilmektir.