“İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir; birbirine düşman eden iletişimsizliktir.”

Konfüçyüs demiş bunu, hem de ne kadar doğru söylemiş, değil mi?

Bu hafta yazıma böyle derin bir cümleyle başlamak istedim çünkü içinde yaşadığımız çağın en büyük paradoksu bu bence.

Düşünsenize... Etrafımız teknolojiyle dolu. Elimizde akıllı telefonlar, sosyal medya hesapları, hayatımızı kolaylaştıran sayısız platform...

Ama biz hâlâ kendimizi yalnız hissediyoruz, kopuk hissediyoruz. Ne garip!

İletişim çağındayız ama sanki hiç iletişim kuramıyoruz.

Bir zamanlar samimi sohbetler vardı, gerçek anlamda bağ kurardık birbirimizle.

Şimdi ne mi oldu? Bilgisayarların, telefonların ekranlarının arkasına saklandık, gerçek duyguları, samimiyeti, anlayışı neredeyse unuttuk.

Sevgi ve anlayışın köprüsü aslında samimi ve etkili iletişimden geçer.

İyi iletişim, sadece duyguları değil, aynı zamanda paylaşılan bilgilerin de doğru anlaşılmasını sağlar.

Bugün en büyük sorun, bilgiye ulaşmak değil, o bilgiyi anlamlı ve doğru paylaşamamak.

Eskiden bilgiye ulaşmak zor ve kıymetliydi. Mesela okulda ödev yaparken kütüphaneye gider, saatlerce araştırır, not alırdık.

Şimdi ise... Kalem tutmayı unutan bir nesiliz adeta.

Teknoloji karşıtı değilim; aksine, gelişmeler beni çok heyecanlandırıyor. Ama bir yandan da insan ilişkilerinin zayıfladığını, beynimizin tembelleştiğini düşünüyorum.

İletişim bu kadar konuşulurken, bu kadar teknoloji varken hâlâ bu kadar yalnız olmamız... Ne büyük ironi değil mi?

Kalabalıklar içinde yapayalnızız çoğu zaman.

PEKİ NE YAPMALI?

Öncelikle, ekranlardan biraz uzaklaşıp, birbirimize zaman ayırmalıyız.

Telefonu bırakıp, karşıdaki insana gerçek anlamda kulak vermeliyiz. Samimiyetle, yargılamadan, sadece dinlemeliyiz.

“Unutmayalım ki, konuşmak iletişim değildir; anlamak ve anlaşılmak iletişimdir.

Ezcümle, gerçek iletişim, karşındakini yargılamadan dinlemek ve onun iç dünyasına dokunmaktır.”

Bir de küçük alışkanlıklar işe yarar: Aileyle, arkadaşlarla yüz yüze kahve içmek, yürüyüşe çıkmak, derin sohbetlere zaman ayırmak...

Bunlar kaybolmaya yüz tutmuş ama en değerli iletişim şekilleri.

Teknolojiyi köstek değil, destek olarak kullanmalıyız.

Son olarak, empatiyi unutmayalım. Karşımızdakini anlamaya çalışmak, önemlidir. İnsan olmanın, insan kalmanın yolu buradan geçer.

Anlaşılmak ise sadece duyulmak değil, karşı tarafın iç dünyasına dokunabilmektir.