Değerli Dostlar! Şu âlemden kimler nasıl gelip geçti. Kimisi adaleti seçip geçti. Kimisi de, zulmüyle mazlumu ezip geçti. Kazanan kimler, kaybeden kimler oldu? Adiller hakkı, hukuku abat etti. Zalimler hakkı, hukuku berbat etti. İnsafı, vicdanı, izanı olmayan insan kıymeti bilir mi? İnsanın kıymetini kim bilir? Merhametin, sevginin, hoşgörünün ve hakkaniyetin değerini, kıymet bilenler bilir. “Yaradılanı hoş gör yardandan ötürü.” diyen Yunus Emre’nin bu dizesinde aklı erenlere çeşitli dersler var.


1995’den bu yana yerel gazetelerde yazıyorum. Olanları, olmuşları, durumları, duyguları, hakkaniyet ölçüsünde sizlerle paylaşıyorum. Yazılarımın güç kaynağı sizin beğeni ve yergileriniz. Beğeni ve yergileriniz benim için birer değer ölçüsü... Gayem ve gayretim hakkı hakkınca, batılı zaafınca işlemek. Batılın fesat tohumlarından hurafeleri dinsel ve sosyal bağlamda ele almak.


Yazılarımda ölçüye özen gösteriyorum. Sözün kontrolü gibi yazınında törpüsü önemlidir. Çabam hiç kimseye iftira atmadan doğruları ve yanlışları hukuki çerçevede, Kur’an ahlakında dile getirmek.  Yazılarımda ana tema, Müslüman şahsiyetin İslam anlayışı... Gelişen koşullarda Müslümanın Allah’ın kendisine lütfettiği “GÜÇ” ü İslam akidesine yakışır kullanması… Güç hayra da, şerre de meyyaldir. Gücün iyi, güzel veya doğruda kullanılması... Kötüsü hile, aldatma, gasp, tecavüz gibi hallerle hâllenmek…


Akıllı insan gücünü nasıl kullanması gerektiğini bilir. İrade, aklın yerli yerinde tasarrufu... Güç mazlumu, mağduru korumak ve rahatlatmak için kullanıldığında adalet yerini bulur.  Adalet yerine gelince yaşantı güzel, iyi ve huzurlu olur. Al-i İmran suresi, ayet 148’de, Allah: “ …Allah, güzel iş yapanları sever.”  buyuruyor. Güç mazlumu, mağduru sıkıntıya sokmak için harcandığında zulüm olur. Gücün hakkınca kullanılması adalettir. Allah, adilleri sever.


Allah’ın adaletini umursamayan Allah’ın öfkesini unutmasın. Allah’ın öfkesinden korkan başkalarına zarar verebilir mi?  Müslümana yakışan dürüstçe, gayretle çalışmaktır. Hangi koşulda olursa olsun Müslüman iftira atmaz. İnsan için büyük tehlike güç zehirlenmesidir. Servet, şehvet ve şöhret tutkusu güç zehirlenmesine sebeptir. Güç zehirlenmesi başa beladır.


Tarih, güç zehirlenmesine tutulmuş pek çok zalime tanıktır. Bir kaç zalime değinelim. Nemrut, Firavun ve Neron gibi zalimler tarih boyu masumlara, mağdurlara yaptıkları zulümlerle anıldılar, anılacaklar… Nemrut’un bir peygamberi yakmaya kalkışması zalimin zulmü değil mi? Firavun’un bir Musa doğmasın diye doksan bini aşkın erkek çocuğunu öldürtmesi zalimin zulüm değil mi? Neron, Roma’yı yaktırıp Roma’yı yakanlar şunlar diyerek masumları çırılçıplak aslanların önüne attırması zalimin zulüm değil mi?  

Unutulmayan zalimlerinden Nemrut’un başına bir sinek bela oldu. Firavun ve ordusu suda boğuldu. Akıbette Neron perişan oldu. Allah’ın güç ve kudretine inanan adil mi, zalim mi olur?  İsrâ suresi ayet 81’de Allah’ın: “Hak geldi, batıl yok oldu.” ayetine inanan batılla behemehâl olur mu? Günümüz insanın zorlandığı konuların başında neyin hak, neyin batıl olduğunu bilememek…

Evrende görülen ve işitilenler insan için ibret alınması gereken birer uyarı değil mi? Gök, yer, güneş, ay, rüzgâr, yağmur ve mevsimler Allah’ın güç ve kudretine delil olarak yetmez mi? İnsan görünür görünmez yönüyle akıl için ders değil mi? Ebrehe’nin başına ebabil kuşlarının taş yağdırıp felaketini yaşatmalarından daha büyük ibret levhası ne olabilir?

Akıl gözü gören ve akıl kulağı duyan Allah’ın Al-i İmran suresi ayet 185 ve 186’da ki: “Her nefis ölümü tadacak ve ecirleriniz kıyamet günü tamamlanacak… Mallarınızın sarfı, canlarınızın musibeti hakkında imtihan olunacaksınız…” buyruğuna dikkat etmez mi? Kaf suresi, ayet 8’de Allah: “Bütün bunları hakka ve hakikate dönen kul için uyarı ve ibret olsun diye yaptık.” buyuruyor. Allah’ın hükmünün böyle olduğunu bilen adil mi, zalim mi olmalı? Allah’ın kudretini bilen “GÜÇ” ünü kötüye mi kullanmalı?


Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!









Yunus Emre GÜLLÜ - 12 KASIM 2022 / Milli irade