Grup adına konuşan Ozan Karaman, sözlerine hayatını kaybeden madencilerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyerek başladı. Acılarının da öfkelerinin de büyük olduğunu söyleyen Karaman, ‘‘Ne yazık ki ülkemizde çalışma yaşamı özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür. Artık kaza sınırlarını çoktan aşarak adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Dün Soma’da Ermenek’te olduğu gibi bugün Amasra’da yaşanan da bir katliamdır. Bu patlama da bir kaza değil; göz göre göre gelen bir iş cinayetidir’’ diye konuştu.

‘GÖZ GÖRE GÖRE MEYDANA GELDİ’

Patlamanın yaşandığı madene dair ortaya çıkan Sayıştay raporları kazanın yine göz göre göre meydana geldiğini kanıtladığını savunan Karaman, ‘‘2019 yılında tam da kazanın yaşandığı -300 kotunda grizu patlamasının riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan rapor, bu madende yaşanabilecek olası kazalara karşı tehlikenin boyutunu ortaya koymuştu. Daha önce yaşanan tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi riskler ortadayken daha fazla kar elde etmek için üretimin devam ettiği bu tablonun sonucunda onlarca emekçi hayatını kaybetti, onlarca emekçi hayati tehlike atlattı. Bugün yaşanan bu katliam karşısında da iktidarın ilk yaptığı şey halkın doğru bilgi almasını engellemektir, dezenformasyondur. Katliamın sebebi bile önce trafo patlaması denilerek çarpıtılmak istenmiştir. İşte bu iktidar aklı bugün AKP-MHP faşist blokunun oylarıyla meclisten geçirdiği sansür yasasıyla tüm bunları konuşmamızı engellemeye çalışıyor’’ şeklinde konuştu.

‘BU KİRLİ DÜZENE MAHKUM DEĞİLİZ’

Buradan bir kere daha ‘Artık yeter’ dediklerini aktaran Karaman, ‘‘Bu kirli düzeninize mahkum değiliz! Sorumlulardan hesap sorulsun. Başta Enerji Bakanı ve TTK Genel Müdürü olmak üzere Amasra katliamının sorumlusu idari ve siyasi görevliler istifa etsin, soruşturma ve yargılama sürecine müdahale edilmesin! İşçi sağlığı ve iş güvenliği şartları ülkenin tüm işyerlerinde koşulsuz olarak uygulansın, işverenlere caydırıcı yaptırımlar uygulansın! İnsanca yaşayabilecek çalışma şartları ve ücret koşulsuz tüm emekçilere sağlansın! Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri iş cinayetlerini normalleştiren sömürü düzenine karşı insanca çalışma ve yaşamı savunmaya çağırıyoruz. İş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için yan yana gelmek ve örgütlü mücadelemizi büyütmek için mücadele vermeyi sürdüreceğiz’’ ifadelerini kullandı.