Üniversite yıllarımın en heyecan verici zamanlarıydı… Her yıl üniversite koridorlarında bir hareketlenme başlar, kampüs sinema afişleriyle donatılırdı. Sıradan ders günlerinden sıyrılıp bambaşka bir atmosferde bulurduk kendimizi. O dönem Anadolu Üniversitesi’nin düzenlediği Uluslararası Film Festivali, öğrenciler için yalnızca bir izleme etkinliği değil; aynı zamanda bir üretme, tartışma ve öğrenme fırsatıydı.
İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencileri olarak bu festivalin içinde bulunmak, sinemanın mutfağına adım atmaktı bir bakıma. Gösterimlerden sonra yapılan söyleşiler, düzenlenen atölyeler, paneller, tanıştığımız yönetmenler ve oyuncular… Hatta bazen yalnızca bir filmin ardından yapılan bir tartışma bile, bize sınıf ortamında verilemeyecek kadar derin ve etkileyici bir deneyim sunardı.
Ne yazık ki, 2018 yılında düzenlenen 20’nci festivalin ardından bu değerli gelenek sekteye uğradı. Önce pandemi engel oldu, sonra koşullar elvermedi derken, festival sessizliğe büründü. 2021’de yeniden bir deneme yapıldı ama devamı gelmedi. Üniversitenin kültür-sanat takvimi neredeyse boşaldı, öğrenciler için bir zamanlar anlamı büyük olan o sinema haftası takvimlerden silinmiş gibiydi.
Ta ki bu yıla kadar…
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve Festival Yönetmeni Doç. Dr. S. Serhat Serter’in girişimiyle 22. Eskişehir Uluslararası Film Festivali yeniden hayat buldu. Bu yıl 23-31 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan festival, hem içerik hem de ruh açısından önceki yılları aratmayan bir zenginlikle geliyor.
Rektör Adıgüzel’in de altını çizdiği gibi, Anadolu Üniversitesi yalnızca bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bu kentin kültürel hafızasında önemli bir yere sahip. Üniversiteyle şehri buluşturan böyle etkinlikler, sadece sinemaya değil, aynı zamanda topluma da katkı sunuyor.
Festival bu yıl 17 farklı ülkeden 47 uzun metrajlı, 19 kısa filmi Eskişehirli sinemaseverlerle buluşturacak. Gösterimler üniversitenin salonlarıyla sınırlı değil; kentin farklı sinema salonlarında da filmler izleyiciyle buluşacak. Bu da festivalin sadece üniversiteye değil, tüm şehre ait olduğunu gösteren çok önemli bir detay.
Sinemaseverleri bekleyen içerikler oldukça dikkat çekici. Sinema Onur Ödülleri bu yıl İranlı yönetmen Majid Majidi, Şerif Gören ve Suna Selen’e verilecek. Emek Ödülü’nün Yeşilçam’ın emektar isimlerinden Erdoğan Engin’e ve Leyla Özalp’e verilmesi ise geçmişle bugünü buluşturan saygı duruşu niteliğinde.
Öğrenciler için önemli bir başka kazanım ise ScreenFest 4. Film Festivalleri Sempozyumu ve festival kapsamında gerçekleşecek sinema dersleri. Birol Güven, Ümit Ünal ve Mehmet Aksın gibi isimlerin öğrencilerle bir araya geleceği bu program, üniversitenin akademik boyutunu da görünür kılıyor. Bu yıl ayrıca İrlanda’dan Ulster Üniversitesi ve Doha Film Enstitüsü gibi kurumlarla yapılan iş birlikleri, festivalin uluslararası niteliğini bir kez daha tescilliyor.
Yıllar sonra yeniden ayağa kalkan bu festivalin, yalnızca bir takvime sıkışan etkinlik değil; kalıcı bir kültür geleneğine dönüşmesini umuyorum. Çünkü bu festivaller, öğrencilerin meslek hayatlarına bir adım önde başlamalarını sağlayacak fırsatlar sunuyor. Eskişehir’in kültürel damarını besliyor.
Öğrenciyken severek katıldığım bu festivalin yeniden hayat bulmuş olması, sadece beni değil, bu kentle bağı olan herkesi mutlu etmiştir eminim.
Hoş geldin Film Festivali. Yeniden, eskisinden daha güçlü bir şekilde.