Gıda insan hayatı için çok önemli bir unsurdur.

Gıda olmadan hayatında olmayacağı açıktır.

Bu nedenle insanların doğumundan ölümüne kadar geçen süreçte vazgeçilmez olan gıdaya erişim de çok önemlidir.

Gıda deyince yiyecek ve içeceklerin tümü akla gelir.

Elbette iyi gıda, kötü gıda diye bir kavram da vardır.

İnsanlar iyi beslendiklerinde yani iyi gıda aldıklarında daha sağlıklı daha mutlu olurlar.

Kötü gıda alanların hayatları da kötü geçen ölümle sonuçlanan bile olur.

***

16 Ekim günü Dünyada Gıda Günü olarak tespit edilmiş.

Tüketiciyi Destekleme Derneği (TÜKDES) Genel Merkez Çözüm Merkezi Üyesi Ayşe Keskin, günün anlam ve önemini belirten açıklamasında "Halihazırda çağımızda açlık sorunu yaşayan, sağlıklı gıdaya ulaşmada zorluk çeken, yetersiz beslenen çocuklar ve yetişkinler olduğunu gördüğümüzden, tüm dünyanın Gıda Üretimi, Yönetimi ve Paylaşımı konusunda sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz" diyor.

Zaten 16 Ekim Dünya Gıda Günü`nün amacı da; Dünya üzerinde açlığa, yetersiz beslenmeye dikkat çekmek, Dünya Devletlerini, kurum ve kuruluşları, tüm insanlığı bu konuda harekete geçirmek olarak açıklanıyor.

Günümüzde gıdaya ulaşmakta çok zorluk çeken toplumlar olduğu gibi, gıdayı israf eden toplumlar da var.

Ülkemizden örnek verirsek, yetersiz beslenen çok sayıda bebek, çocuk ve yetişkin varken, bir tarafta da gıda israfını görmemek mümkün değil.

***

Yeniden Ayşe Keskin’e kulak verirsek.

“Bugüne kadar "gıda"nın  konu edildiği  sayısız araştırma, makale, kitap, kısa film, proje, afiş, panel vs. yapılması  ve yazılmasına rağmen  farkındalık oluşturulup, dikkat çekilememesi, sorunların çözülememesi bu konunun   “sil  baştan“  daha ciddi, daha kalıcı, daha gerçekçi, elle tutulur, gözle görülür bir şekilde ele alınmasının,  bu yönde politikalar izlenmesinin elzem olduğunu bizlere  göstermektedir.

Belki de en büyük sorunumuz topraktan uzaklaşıp; bir ürünün bize hangi aşamalardan geçerek, nasıl üretildiğini, geldiğini bilmeden, direkt soframızda bulmamızdır. Mümkün mü ki;  bir buğday, bir  pirinç tanesinin üretiminde emeği olan ya da bu zahmete şahit olan  kişi onu rahatlıkla çöpe atabilsin! Ömrünün çoğunu “ekmek parası“ kazanmak için harcayan insanlar kazandığı ekmeği, gıdayı, parayı bir çırpıda  çöpe atabilsin!

 İşte bunun içindir ki;  en başta yapmamız gereken, günümüzde elindeki hazır ürünü bile işlemeye üşenen  insanlar çoğunluktayken, doğa şartlarıyla, toprakla mücadele edip, o ürünlere tek tek eli değen, üreten çiftçimizi ve üreticimizi baş tacı etmeli, emeğinin karşılığını hakkıyla vermeliyiz.”

***

Evet insanlığın önüne gelen gıda maddelerini üreten, çiftçilere gereken önemi veriyor muyuz?

Veriyoruz diyemeyiz.

Çünkü günümüzde Türk çiftçisinin çok kötü durumda olduğunu biliyoruz.

Borçları nedeniyle üretimde kullandığı araç ve gereçleri satmak zorunda kalan ya da icra yoluyla elinden alınan çiftçilerimiz çoğunlukta.

Emeğinin karşılığını alamayın çiftçi ekim yapmıyor.

Yapmayınca da açlık gibi bir tehlike ortaya çıkıyor.

***

Günümüz sosyal medya diliyle anlatmaya çalışırsak şöyle oluyor.

Paylaşım dediğimizde;  günümüzde moda olan yemeğin fotoğrafını paylaşmak olarak  değil,  inancımızda  ve geleneğimizde olan lokmamızı paylaşmayı tekrar yaşamalı ve yaşatmalıyız.