Türkiye’de yıllardır siyasi iktidarlar tarafından basın üzerindeki baskılar hep devam etmiş, yıllar geçse de değişen pek bir şey olmamış.

Şu anda iktidarın dezenformasyon dediği kamu oyunda sansür yasası olarak adlandırılan yasanın tartışmaları halen sürüyor.

İktidar tarafından getirilen bu yasa muhalefetin ve basın meslek örgütlerinin karşı çıkmasına rağmen AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edilerek yasalaştı.

40 maddelik bir yasaydı ama en çok 29. Madde tartışıldı halen de tartışılıyor.

29 maddede halkı yanıltıcı haberlerin alenen yayılması gibi bir suç oluşturuldu ve bunu işleyenler hakkında hapis cezası getirildi.

***

Basın Konseyi Yüksek Kurulu dün Eskişehir’de toplandı.

Basın Konseyi, gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, gazeteci meslek örgütleri ve okur temsilcilerinden oluşan önemli bir kuruluş.

Başkanlığını da Gazeteci Pınar Türenç yürütüyor.

Hem toplantılarını yaptılar hem de Eskişehir’i tanıma fırsatı buldular.

Hepsinin Eskişehir’den memnun bir şekilde ayrılacağını dünkü toplantıda da gördük.

***

Basın Konseyi’nin Eskişehir toplantısının ayrı bir yanı da oluştu.

Rutin toplantılarının yanı sıra Eskişehir yerel basınıyla da buluşuldu ve sorunlar dile getirildi.

Doğal olarak Konsey’in ana gündem maddelerinden başında sansür yasası geldi.

Bu konuda Başkan pınar Türenç, görüşlerini dile getirdi.

“Kucağımızda yeni bir bebek bulduk” dedi.

“Neyin suç olduğunu bilmiyoruz” dedi.

Kaldır elini, indir elini sistemiyle Meclis’ten geçen bu yasanın sadece sansür değil, oto sansür, korkutma, yıldırma ve hapis cezaları getirdiğini ifade etti.

***

Yasanın çıkmasıyla birlikte sivil itaatsizlik eylemlerinin de gündeme geldiği konuşuldu.

Pınar Türenç şunları da ifade etti.

“Sansür yasasını kabul etmediğimizi Eskişehir’den bir kere daha haykırıyoruz. İfade özgürlüğünün yaşatılması için her türlü desteği vereceğiz. İstanbul Barosu’nun yeni başkanı da bu konuda verilen mücadeleden doğacak her türlü davalarda destek vereceklerini açıkladılar. Düşünce özgürlüğü, gerçek habere ulaşma özgürlüğü elimizden alınıyor. Sivil itaatsizlik bir haktır ve bu hakkımızı kullanacağız”

***

Bu arada bugünkü yasaya benzer 1956 yılında çıkarılan bir yasadan da söz edildi.

Basın Konseyi’nin önceki dönem Başkanlarından ve o günleri bir gazeteci olarak yaşayan Oktay Ekşi, şunları anlattı.

“Para ve hapis cezaları getiren bu yasa karşısında bir gazeteciler ne yapabiliriz, nasıl karşı çıkabiliriz diye düşündük ve bir eylem gerçekleştirdik.

Cumhurbaşkanı dahil, Bakanlar, milletvekilleri ile ilgili haberleri yaparken isimlerini yazmamaya başladık.

Haberlerde şu bakan şuraya gitti, bu bakan şunu yaptı gibi cümleler kurduk. Bu eylemimiz bir süre devam etti, sonradan çözülmeler oldu. 1 ay kadar sonra da eylemden vazgeçildi. Ama iktidar mensuplarını bir hayli rahatsız etmişti.”

***

Yukarıda da belirttiğim gibi, siyasi iktidarların basın ve şimdi medya ile sosyal medya üzerinde sürekli bir baskıları var.

Bu yıllar önce de böyleymiş, şimdi de böyle.

Yani değişen bir şey yok.