“01 Nisan 1955’te EOKA faaliyete geçer. 01 Nisan’ın ilk saatlerinde faaliyetinin güttüğü gayeyi açıklar. Bu gaye ve hedef ENOSİS’in tahakkukudur. ENOSİS’e karşı olan herkes düşman ilan edilmekte ve herkes EOKA’ya gayesini tahakkuk için yardıma çağrılmaktadır”. Dr. Fazıl KÜÇÜK/1981

                                                                                                                     

              Bir süredir Türk ve Rum siyasiler arasında Slovakya işgüderinin öncülüğünde sürgit edilen son toplantıya UBP ile DİSİ’nin katılmadığı açıklandı. 50 yılı aşan süredir adada yaşanan olaylara çözüm bulmak için değişik ortamlarda sürgit edilen görüşme ve müzakerelerden sonuç alınamadığı biliniyor. Buna karşın ülkesinin ayrılarak iki devlet olmalarına karşın Kıbrıs’ta yaşananları tek yanlı incelediği anlaşılan işgüderin birleştirme çabaları anlaşılır olmanın ötesindedir. Buna koşut BMGK’nin 04 Mart 1964 tarihinde aldığı 186 sayılı kararının çözümsüzlüğün ana omurgası olduğunu anımsatmak gerekiyor.

            Diğer yandan İngiltere’nin Avrupa konularından sorumlu olan Bakanı Leo Doherty, Kıbrıs’ta mülkiyet konusunun çözülmesine ilişkin müzakereler yapılmasını istediğine vurgu yapıyor. Bu konuda ne gibi çaba içinde olunduğuna da açıklık getirmek ve toplantılar sonrasında yayınlanan bildirilerle Adadaki durumun kabul edilemez olduğunu belirterek uyuşmazlığın çözümünü nadasa bırakmak olduğunun da bilinmesi gerekiyor. Adı geçen kişi ada çevresinde bulunan doğalgaz konusunda ise, doğalgaz yataklarının kullanımının Kıbrıs’taki herkesin çıkarına olması gerektiğine inandıklarını belirtiyor.

            EOKA Terör örgütünün kuruluşunun 68. Yıldönümü nedeniyle adanın güneyinde değişik anma toplantılarının her yıl düzenlendiği biliniyor. Bu yıl da benzerlerinin yapılırken konuşmacılar Türkiye ve Türk düşmanlığını öne çıkarıyorlardı. NATO projesi olarak kurulan örgütün kuruluşunun ilk hedefi de komünizm olarak belirleniyordu. Ada genelinde komünizmle mücadele ediyoruz diyerek sürek avı başlatılıyordu. 

            İ-kinci Paylaşım Savaşı sonrasında komünizm gerekçe gösterilerek başlatılan mücadele bütün dünyada Soğuk Savaş rüzgârlarını estiriyordu. Kıbrıs’ta örgütlü AKEL de Soğuk Savaşın boy hedefine oturtuldu. Ciddi örgütlenme içinde olan adı geçen kuruluşun gücünü kırabilmek için normal mücadele koşullarının yeterli olamayacağına inananlar EOKA terör örgütünü kurdular.

            Yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinliklere katılan Nikos Hristodulides konuşma-larında Türklere olan kinlerini ve düşmanlıklarını öne çıkarıyordu. EOKA mücadelesinin başlangıçta çok zor bir mücadele olduğunu ve hiç kimsenin bu sonuca ulaşılabileceğini tahmin etmediğini belirterek ancak bize bu yolu gösterdiler ve biz bu yolda yürüyoruz diyordu. Rum Savunma Bakanı hedef büyüterek AB’nin Kıbrıs sorununda belirleyici rol oynamasını istiyordu.

            Karşımızdaki unsur stratejisini belirlerken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şimdilik Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) gözlemci olarak üyeliğe kabul ediliyordu. Alınmış olan bu karar Kıbrıs Türklerine geçte olsa biçilen bir değer oluyor. Bizlere düşen ise tanınma konusunda çalışmalar yapmamızdır. Karşımızdaki unsurun AB üyeliğine uluslararası hukuk kuralları çiğnenerek alınmasına karşın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurallara ve yasalara uygun olarak şimdilik gözlemci olarak kabul edilmiştir.

            TDT’na (Türk Devletleri Teşkilatı ) asil üyelik için uluslararası alanda elbirliği ile çalışmaları başlatmamız gerekiyor mu ne…

            SEVGİ ile kalınız…




 

Ahmet GÖKSAN
[email protected]