AKP’den önceki Türkiye’ye “eski Türkiye” diyenler zaman zaman gençlere anlatmaya çalışıyorlar.

Hani “bizden önce şu yoktu, bu yoktu” gibi söylemler var ya.

İşte gençlere hep anlatmaya çalışıyorlar.

Hayat pahalılığı ve bir biri üstüne gelen zamlar insanları adeta çıldırtmaya başladı.

Geçen hafta aldığınız bir ürünü bir hafta sonra aynı fiyattan almanız adeta imkansızlaştı.

***

Bir ara üzerine senaryolar yazılan, videolar çekilen ayçiçeği yağı aldı başını gidiyor.

Bir ürüne her hafta hatta her gün zam olur mu?

Market görevlileri bile fiyat etiketlerini değiştirmekten başka işe bakamaz oldular.

Ayın başında 65-70 lira aralığında olan 5 litrelik ayçiçeği yağı 100 lirayı geçti, gözünüz aydın!

Önceki gün bir amca toplu taşım aracında tanıdığı bir kadına tavsiyede bulunuyordu.

“Ben bir markette 95 liraya ayçiçeği yağı buldum, sen de kaçırma git al” diye.

Ne hallere geldik.

***

Zamlar almış başını giderken halen asgari ücrete, emekli maaşlarına yapılacak 3-5 kuruşun hesabı yapılıyor.

Üç-beş maaş alanlar ayrı bir konu.

Evet eski Türkiye’de de zamlar oluyordu ama bu kadar değil.

Bir ev kadını sosyal medyada paylaşmış.

“Şimdi ki gençler bilmez..

Eski Türkiye'de unu, şekeri kilo ile değil çuvalla,

yağı 1-2 litre değil 18 litrelik teneke ile alırdık..”

Çuvaldan, kilodan geçtik, şimdi insanlar gramla bile alamıyorlar.

***

Evet öyleydi.

Hiç olmazsa paranın bir alım gücü vardı.

Şimdi o kayboldu, dolar 10 lira eşiğini geçti.

İnsanlar her geçen gün daha da fakirleşiyor.

Kişi başına düşen milli gelir giderek azalıyor.

Havalar birkaç güne kadar iyice soğumaya başlayacak.

Şimdiye kadar evlerindeki kombileri yakmayan, battaniye altında oturanlar kombileri yakacak.

Merkezi sistemde olanlar kazanları ateşleyecek.

Bakalım o zaman nasıl bir feryat yükselecek, gelen faturalardan dolayı.

Elektrik deseniz her ay zamlı.

Akaryakıta gelen zamlar ayrı bir konu.

Bunlara gelen zamlar demek hemen her ürüne zam gelmesi demek.

Vay milletin başına gelenler…