Prof. Dr. Tarhan, “Çocuk meta değildir, pazarlama malzemesi değildir. Çocuğu metalaştıran bir yaklaşım, insani değildir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öznesi çocuk olan içerikler konusunu değerlendirdi.

Sosyal medya paylaşımları çocuklarda normal gibi algılanıyor

Prof. Dr. Tarhan, sosyal medyada çocuk paylaşımlarında, annenin ve babanın paylaşım tarzı ile çocuğun yaş grubunun belirleyici olduğunu ifade ederek, "Özel günlerde, çocuğun gelişen ruhunda anlamlı olan konularda yapılan paylaşımlar olumlu etki yapabilir. Ancak rutinleşen, 'sağa döndün poz, sola döndün poz' şeklindeki paylaşımlar, özellikle 0-6 yaş arasında soyut düşünme becerisi gelişmemiş çocukta hayatın normal bir davranışı gibi algılanır." dedi.

Anne-babanın bu dönemde çocuğun kahramanı ve rol modeli olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Çocuk, kendini sergileme konusunda sınırsız ve sorgusuz olmayı öğrenir. Bu, çağımızın en önemli hastalıklarından biridir. Bu kişiler psikiyatri kliniklerinin ve estetik cerrahinin potansiyel adaylarıdır ve çoğu mutlu değildir." diye konuştu.

Bu paylaşımlar çocuğu benmerkezci bir hayata yöneltebiliyor

Prof. Dr. Tarhan, bu paylaşımların çocukta "Fiziksel görünümün iyi ise değerlisin, sosyal medyada varsan değerlisin" gibi yanlış bir değerlilik algısı oluşturduğunu, bunun da çocuğu tüketilebilir, yüzeysel ve benmerkezci bir hayata yönelttiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Çocuk tüketilebilir hayat yaşamış oluyor. Derin ilişkilerin olduğu, yardımlaşmanın, paylaşmanın, empatinin olduğu, saygının olduğu bir hayattan çok yüzeyselliğin olduğu, kendini sergilemenin olduğu, ben merkezliliğin olduğu bir hayat oluyor. Ve bu küçük yaştan böyle başlanan çocuklar ileri yaşta narsistik kişilik bozukluğu adayıdır. Narsistik kişilik bozukluğu da şu anda en çok depresyon sebebi, en çok intihar sebebi, en çok madde kullanma sebebidir. Buna aday olan çocuklar yetiştiriliyor. Medyada çocuklarını pazar materyali gibi kullanmak, bir satın alma materyali malzemesi gibi kullanmak çocukların gelişen ruhunda hasar oluşturuyor.”

Çocuk "Annem babam bunu başkaları için yapıyor" diyor

Masum bir eğlence gibi görünen çocuk videolarının, ileride derin psikolojik sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, "Çocuk bir süre sonra, ‘Annem, babam bunu benim için yapmıyor. Başkalarına göstermek için yapıyor’ diye düşünmeye başlar. Bunu anladığında anne-çocuk ilişkisi bozulur. Anne babada kendini sergileme fetişizmi var şu anda. Görünür olmak fetişizmi var.” ifadesinde bulundu.

Ebeveynlerdeki 'görünüyorum o halde varım' düşüncesinin, çocuklarda övgü ve onay doyumsuzluğuna yol açtığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, "Övgü ve onay doyumsuzluğuyla büyüyen çocuk, ileride başkalarına bağımlı yaşar. Narsist kişiliğin en büyük zaafı budur. Bu zaaf, etraflarında riyakâr ve manipülatif insanların toplanmasına neden olur. Bu çocuklar, ileride çok kolay manipüle edilen, aldatılan kişilikler olur. Dolandırıcıların ve satıcıların önce övgüyle yaklaşıp sonra insanları tuzağa düşürmesi gibi, bu çocuklar da övgüye karşı savunmasız kalır." dedi.

Sosyal medya bağımlılığı "davranışsal bağımlılık"…

Sosyal medya bağımlılığını "davranışsal bağımlılık" olarak tanımlayan Prof. Dr. Tarhan, "Madde bağımlılığındaki bütün kriterleri burada görebilirsiniz: Planlanandan fazla kullanmak, onsuz kendini kötü hissetmek, günlük yaşamı bozmak ve zararlı kullanım. Maddenin yerine sosyal medyayı koyun, aynı şey. Beyindeki ödül sistemini, uyuşturucu madde ne kadar bozuyorsa bu da o kadar bozuyor." dedi.

Sosyal medya platformlarının "ikna laboratuvarları" kurduğunu ve "Tek rakibimiz uykudur" mottosuyla hareket ettiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, bu platformların insanları özne değil, nesne haline getirdiğini ve ebeveynlerin farkında olmadan çocuklarına "kullanılmayı" öğrettiğini söyledi.

"Bu bir çocuk istismarıdır, yasal boşluk var"

Prof. Dr. Tarhan, özellikle çocuklarının görüntülerini paylaşan ailelerin büyük bir risk aldığını, bu durumun çocuk istismarına kadar gidebileceğini belirterek, "Çocuk büyüdüğü zaman, 'Anne, baba bunu niye paylaştın?' diye sorarsa, bunun adı çocuk istismarı olur. Şu anda bu konuda yasal bir boşluk var. Sosyal medya etik davranmıyor, kötü sonuçlar gördükçe etik kurallar oluşturuyor ama o arada bir nesil kaybediliyor." dedi.

"Çocuğunuzu medya maymunu yapmayın"

Ailelerin çocuklarını sosyal medyada "medya maymunu" haline getirdiğini ve bunun çocuğun gelişen ruhuna büyük zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, "Bu biraz ağır bir laf ama aileler çocuklarını medya maymunu yapıyorlar. Herkesin oynadığı, eğlendiği, baktığı zaman güldüğü bir çocuk oluyor. Bu çocuğun rızası yok. Anne-baba, çocuğun adına karar veremez." şeklinde konuştu.

Küçük yaşta şöhret olan çocukların ileride mutsuz olduklarını ve duygu durum bozuklukları yaşadıklarını belirten Prof. Dr. Tarhan, "Bu aileler, çocuklarının bipolar bozukluk olma ihtimalini artırıyor. Çünkü çocuğa duygu regülasyonunu öğretemiyorlar. Bu çocuklar, narsistik kişilik bozukluğu ve duygu durum bozukluğu için risk grubundadır.” ifadesinde bulundu.

En mahrem ve en özelini paylaşması bir çeşit psikolojik sapkınlık!

Sosyal medyada çocukların kullanılmasına ilişkin endişelerini dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ailelerin bu eylemlerinin arkasındaki temel motivasyonun "görünür olmak" ve "puan biriktirmek" olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, bir çocuğun gelişim amacı dışında, sırf teşhir amacıyla kullanılmasının "teşhircilik" olarak tanımlandığını ve bunun psikolojik bir sapkınlık olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Kişinin en mahrem, en özelini toplumla paylaşması bir çeşit psikolojik sapkınlık olarak kabul ediliyor. Eğer bu durum devamlı yapılıyorsa ve bir yaşam biçimi haline getirilmişse, çok tehlikelidir. Bence bu tarz durumlar, ‘çocuk istismarı’ kapsamında incelenmelidir. Bir anne-babanın, çocuğunu bu derece küçük duruma düşürmeye hakkı yoktur. Böyle bir durumda çocuk istismarı olup olmadığı bilirkişi tarafından incelenir. Eğer çocuk istismarı varsa uyarı cezaları, para cezaları olur. Muhakkak bir yaptırımı vardır. Annelik ve babalık olgunluğuna sahip kişiler bunları yapmaz. Burada annelik, babalık olgunluğu yok; sadece ego tatmini veya çıkarcılık var. Çocuğun üzerinden bir kazanç elde etme, çocuğu bir vitrin gibi kullanma, yani çocuğu ticari bir materyal, bir meta olarak görme durumu var. Çocuk meta değildir, pazarlama malzemesi değildir. Çocuğu metalaştıran bir yaklaşım, insani değildir. 18 yaşının altındaki bir çocuğun metalaştırılması, pazar malzemesi yapılması zaten etik değil.”

Çocuk için istismar demek, mahremiyetin bozulması demek

Ölçülü bir şekilde anne-babanın çocukla beraber ailece fotoğraf çekilmesi ve çocuğun hayatına olumlu katkı yapacağı düşünülen paylaşımların sosyal medyada yapılması gibi yaklaşımların, masum paylaşımlar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Anne-babanın ergenlerle beraber sıcak paylaşımlar yapması, onların gelişen ruhuna olumlu etki eder. Birlikte sohbet ettikleri, seyahat ettikleri anların paylaşılması, abartılı olmadıkça faydalıdır. Ancak abartılı olan ve yanlış mesaj veren içeriklere dikkat etmek gerekiyor. O zaman durum istismara girer ve mahremiyete zarar verir. Zaten çocuk için istismar demek, mahremiyetin bozulması demektir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: BÜLTEN