Hüsamettin Cindoruk’un Türk siyasi hayatında ayrı bir yeri vardır.

Eskişehir için de yeri ayrıdır.

Eskişehir milletvekilliği sırasında hizmetleri büyüktür.

Şu anda Türk siyasetinin de duayenleri arasındadır.

Geçtiğimiz gün çıktığı bir televizyon programında Cindoruk, “şimdiye kadar söylemediğim bir şeyi söyleyeceğim” dedi ve şöyle devam etti.

Türk siyasetinin bugünlere gelmesinde Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in payı olduğunu iddia etti.

Bunun nedenini de şöyle açıkladı.

 

***

Gerek Turgut Özal, gerekse Süleyman Demirel’in, partilerini bırakarak Cumhurbaşkanı olmalarının bugünkü siyasetin önünü açtığını belirtti.

Kendisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olduğu dönemde Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal ile haftalık görüşmeler yaptığını, bu görüşmelerde Özal’ın zaman zaman partiyi bırakıp Cumhurbaşkanı olmakla hata yaptığını kendisine söylediğini belirtti.

Hatta vefatından birkaç gün önce de 19 Mayıs törenlerinden sonra Cumhurbaşkanlığından istifa ederek, yeni bir parti kurma düşüncesinin olduğunu bile söylediğini ifade etti.

“Eğer yaşasaydı, istifa edecekti, Özal sözünün eri bir adamdır, söylediğini yapardı” diye de ekledi.

 

***

Bu sözlerine “Zamanın Ruhu” programının sunucusu Cüneyt Akman ve eski Devlet Bakanları’ndan Ufuk Söylemez oldukça şaşırdı ve hatta Ufuk Söylemez, sürekli Cindoruk ile birlikte olduğunu ancak kendisinin de bu sözleri ilk kez duyduğunu belirtti.

İzleyenler mutlaka hatırlayacaklardır.

Gerçekten de baktığınızda ülkemizde siyasi partilerin liderler üzerine kurulduğu malum.

Liderlerin vefat ya da başka bir nedenle partilerini bıraktığında o partilerin düştükleri durumlar da ortada.

Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’ın ANAP’ı, Süleyman Demirel’in DYP’si artık siyasi hayatta yok.

Bülent Ecevit’in DSP’si ise ayakta durmaya çalışıyor.

Alparslan Türkeş’in MHP’sinin durumu da malum.

Necmettin Erbakan’ın partileri mesela.

Kapatılan ve birbiri ardına kurulan partilerden kopmalar da oldu.

 

***

Hüsamettin Cindoruk’un bir tespiti daha vardı.

Partisini bırakarak Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu konuda geçmişten ders almış olabileceğini düşünerek, partisinin tekrar başına geçerek olası bir dağılmanın önüne geçtiğini söyledi.

Cindoruk, ancak bu sistemin ta başından olmayacağını söylediğini, olmadığının da artık apaçık görüldüğünü ifade etti.

Cindoruk’un bir tespiti daha vardı.

Türk demokrasi tarihinde önemli bir yeri olan Yassıada’nın imara açılmasının son derece yanlış olduğunu ifade etti.

Oranın bir demokrasi mücadelesi mekanı olarak müze gibi kalmasından yana olduğunu söz etti.

Bir siyaset duayeninin önemli görüş ve açıklamalarıydı bunlar.