Bir insana namazın farz olması için üç şarta bağlıdır. Birincisi Müslüman olmak… İkincisi buluğ çağına girmek... Üçüncüsü ise akıllı olmaktır. Namaz, akıllı olanlara farzdır.

Namaz kitap, sünnet, kıyas ve icma-ı ümmet ile sabittir. Namazı terk eden günahkâr olur. İnkâr eden küfre girer. Namaz, bedeni bir ibadettir. Namazın parasal değeri yoktur. Namazın değeri hiçbir maddi varlıkla ölçülemez.

Her gün kılınması gereken beş vakte has namazların belirli vakitleri vardır. Bu vakitler sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı vakitleridir. Her namazın kendi vakti içerisinde kılınması şarttır. Bir namaz, vaktinden önce kılınamaz. Özürsüz olarak namazı vaktinde kılmamak büyük günahtır. Vaktinde kılınamayan namaz eda değil, kazaya kalır.  Kaza namazının, eda namazı yerine geçip geçmeyeceğini Allah bilir. Biz, umulur ki Allah kaza namazını eda namazının yerine kabul eder diye ümit ederiz. Eda namazı vaktinde kılınan namazdır. Kaza namazı ise zamanında kılınmayan namazdır.

Farz namazların vakti gibi o vakit namazındaki sünnetleri de vaktinde kılınır. Sünnet namazlarının kazası olmaz. Sabah namazının sünnetinde istisnai bir durum vardır. Sabah namazı kazaya kaldığı takdirde o günün kuşluk vaktine kadar sünnetin de farzından evvel kazası gerekir.

Vitir namazı, teravih namazı, Cuma namazı ve bayram namazlarının da kendine özgü vakitleri vardır. Cuma namazı vakti, Cuma günleri Cumanın farzından sorumlu olanlar için o günün öğle vaktidir. Cuma namazının kazası yoktur. Kazaya kalacak olursa, o günün öğle namazı olarak kaza edilir.

 Vitir namazının vakti, yatsı namazından sonra başlar. Sabah namazına kadar devam eder. Teravih namazının vakti ise yatsı namazından sonra vitri vacip namazından öncedir. Bayram namazları bayram günlerine has namazlardır. Bayram namazları vacip namazlardır. Dini bayramlar ikidir. Bu bayramlar; kurban ve Ramazan bayramlarıdır.

Miraç’tan iki gün sonra Cebrail, Peygamberimize gelerek namaz vakitlerinin hangi zamanları kapsadığını bildirmiştir. Sabah namazı vakti, gecenin sonuna doğru sabaha karşı tan yerinin ağarmaya başlaması ile güneşin doğuşuna kadar olan zamandır. Fecri sadık diye, doğu tarafından ufkun üzerinde yayılan aydınlığa denilir. Sabah namazının vakti bu aydınlığın ufukta yayılmasıyla başlamış olur. Oruçlular içinde imsak vakti bu vakittir. Bir de fecri kazip vardır. Fecri sadıktan önce ufkun üzerinde dikey olarak bir yalancı aydınlık yayılır. Bu aydınlıktan kısa bir süre sonra ortalıkta karanlık yayılır. Aydınlıktan sonra tekrar karanlık geldiği için bu aydınlığa itibar edilmez. Günümüz koşullarında teknolojik gelişimler nedeniyle saat gibi mefhumlar zaman tespitinde büyük kolaylıktır.

Öğle namazının vakti güneşin tam tepe noktasından batıya doğru kaymaya başladığı andan ibarettir. Bu duruma feyz-i zeval denir. Bundan sonra her şeyin gölgesinin boyu kendi mislinin bir katına uzayıncaya kadar devam eder. Her şeyin gölgesi iki katına çıktığında öğle namazı vakti de çıkmış olur.

İkindi namazının vakti, öğle namazının çıkış vakti olan her şeyin gölgesinin iki kat uzadığı vakittir. Bundan sonra ikindi namazının vakti girmiş olur. Güneş batıncaya kadar devam eder.

Akşam namazının vakti güneşin batışıyla başlar. Güneşin batışı tarafındaki kızıllık veya ondan sonra oluşan beyazlık kayboluncaya kadar devam eder. Akşam namazı: En evvel, akşam namazını üç rekât kılan İsa’dır. Allah-u Teâlâ Maide suresi, ayet 116’da “Ey Meryem oğlu İsa! Sen, insanlara “Beni ve annemi Allah’ın gayrı ma’bud ittihaz edin dedin mi?” buyurmuştur. Hz. İsa; kendisinin ve annesinin ulûhiyet ligini reddederek Mevla’nın azametini, yüceliğini, varlığını ve birliğini tasdik için, üç rekât namaz kıldı. Cenabı Hakk’da, bunun hikmeti olarak üç rekât akşam namazını farz kıldı.       

Yatsı namazı vakti: Akşam namazının çıkış vaktinden itibaren başlayıp sabah namazı vakti olan tan yerinin ağarmaya başlamasına kadar devam eder.

Vitir namazı vakti: Yatsı namazı vaktiyle başlar. Ancak vitir namazı yatsı namazından sonra kılınır. Yatsı namazı: Gecenin vahşet ve zulmetinden,  Allah’a sığınmak için farz kılınmıştır. Görünen ve görünmeyen şerlilerin şerrinden, Allah’ın muhafazası ve koruması altına girmek için yatsı namazını ilk defa, Hz. Musa Peygamber kılmıştır.

Beş vakit namazın farz kılınmasında ki hikmet sual edildiğinde;  bazı ulama demiş ki,  Cenabı Hakk, her bir vakit için farklı bir hikmet irat buyurmuştur. Sabah namazı: Gece karanlığının kalkması ve gündüz aydınlığının gelmesine şükür için kılınan namazdır. Sabah namazının farz oluşu güneş doğmazdan evveldir. Sabah namazını ilk kılan,  Hz. Âdem Peygamberdir.

Hz. Âdem,  yeryüzüne geldiğinde, ilk akşamın karanlığı çökünce karanlıktan korkuya kapılmıştı. Şafak sökmeye başlayıp ortalık ağarınca Cenabı Mevla’ya şükür için iki rekât namaz kıldı. İşte,  sabah namazının iki rekât olarak farz kılınmasının hikmeti budur.

Öğle namazı: Güneşin ziyasının zevalde fazlalaşmasından ötürü, şükrün ifadesi olarak öğle namazı farz kılınmıştır. İlk defa dört rekât olarak öğle namazını kılan,  Hz. İbrahim peygamberdir.

Hz. İbrahim’in oğlu, İsmail’in kurban olmaktan bağışlandığı zaman,   yerine koçun kurban olarak ihsan edilmesine karşılık; İbrahim Peygamberin şükür için kıldığı namazdır.                                                                                            İkindi namazı: Güneşin batımına yakın, güneş aydınlığının azalmaya başladığında gündüzün geceye geçiş aşamasında, insanın gaflet haline düşmemesi bakımından insandaki yorgunluğun atılması ve zindeliğin arttırılması için ikindi namazı farz kılınmıştır. İkindi namazını ilk kılan peygamber,  Hz. Yunus’tur.

Yunus,  zulmetten kurtulduğunda; balığın karnından sağ-salim çıkarıldığında şükrünü ifa için ikindi vakti kıldığı namazdır. İkindide kıldığı bu namaz dört rekâtlı bir namazdır. Bu vakit, rızıkların dağıtıldığı anlardır. Peygamber Efendimiz gün batımına yakın zamanlarda, yani ikindi vakti ile akşam ezanı arasında uyumayı uygun görmemiştir.

.Beş vakit namaz, yaklaşık hicretten 1,5 yıl önce, miraç hadisesinde farz kılınmıştır.             Miraç: Beşerle meleğin, Yüce Mevla’nın buyruğu gereği, semalara doğru, birlikte yaptıkları yolculuktur.

              Beş vakit namazın farz oluş emri bu gecede verilmiştir.  Peygamber Efendimize ilkin elli vakit olarak tevdi edildi. Namaz emri, Hz. Peygamberin avdeti sırasında;  Hz. Musa ile görüşmelerinde, Musa ’ın, vakitlerin fazlalığı ümmete ağırlık vereceğinden, bu sorumluluğun altından kalkılma zorluğunun hatırlatmaları üzerine; Peygamberimizin namazın tenzil edilmesi için Allah’a yakarış ve niyazlarının beşinci keresinde Yüce Allah, namaz vakitlerini beş vakte indirildiğini emir buyurmuştur.

            Beş vakit farz namaz olarak ifasını isteyen Yüce Mevla; beş vakte karşılık elli vakit namaz sevabı ihsan etmektedir.

            Allah, Bakara suresi ayet 238’de: “Beş vakit namazı ve bilhassa salat-ı vustayı muhafaza edin ve Allah’ı zikreder olduğunuz halde, namazda kıyamınızı Cenabı Allah için yapın, teveccühünüz ancak Allah-u Teâlâ’ya olsun” buyrulmaktadır.

            Vusta; orta demektir. Buradaki kasıt öğle namazını işarettir. Devam edecek!

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!