Ülkemizde de her yıl 5 Haziran günü çevre günü olarak kutlanır.

Bundan 15-20 yıl öncesine kadar ülkemizde çevre olgusu çok da gelişmemişti. Çevre ile ilgili çalışmalar elbette vardı ama vatandaşa kadar pek inmemişti.

Şimdilerde görüyoruz ki özellikle genç kesimde çevre bilinci yerleşmiş durumda.

Çocuklar bile çevrelerini temiz tutmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar.

Ancak yetişkinler aynı hassasiyet içinde değil.

Yetişkinlerin hepsini kast etmiyorum tabi.

İçlerinde çevreye duyarlı, çevre için mücadele eden milyonlar var.

Son olarak koronalı günlerde gördük ki, etraf atılmış maske ve eldivenlerden geçilmedi.

 

***

Türkiye’nin her yerinde gördüğümüz gibi Eskişehir’de de görüyoruz.

Sağa-sola atılan çöpler, inşaat artık ve molozları, yol kenarlarındaki atıklar.

Şehrimizin içinden geçen canım Porsuk’umuzun içinden neler çıktığını görüyoruz.

Bir de son yıllarda gelişen geri dönüşüm bilinci var.

Eskişehir Belediyeleri tarafından alınan önlem ve yapılan uygulamalarla, evsel atıklar ekonomiye kazandırılmaya çalışılıyor.

Evlerden çıkan atıkların hepsi çöp değil.

Bunların cam, plastik, kağıt-karton, metal olanları ekonomiye yeniden kazandırılıyor.

Bu nedenle de bunlar ayrı ayrı toplanıp, değerlendiriliyor.

Eskişehir’de zaman zaman aksamaya uğrasa da bu uygulama yapılıyor.

Ancak bu bilince de henüz tam anlamıyla ulaşılmış değil.

 

***

Çevre Günü dolayısıyla Eskişehir Çevre Derneği de yaptığı açıklama ve uyarılarla çevreye dikkat çekiyor.

“Yaşamakta olduğumuz küresel kriz bir kez daha gösterdi ki, insanlık bir parçası olduğu doğanın sahibi gibi davranmaktan ve bir avuç insan topluluğunun önüne geçilmez kâr hırsı ile doğal değerleri talan etmekten ve yağmalamaktan vaz geçmez ise bugünden geleceğe insanlığın yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız olacaktır. Gördük ve anladık ki, “kriz küresel çözüm de küresel” dir. Çünkü krizin temel nedeni küresel ölçekte iklim değişikliği ve buna yol açan doğanın tahrip edilmesidir”

 

***

Öneriler de şunlar.

Yüzlerce HES yapımlarından vazgeçilmeli.                                                                               

Termik santrallerin çalışması durdurulmalı yenilerinin yapımlarından vazgeçilmeli.                                                                                                                    

Kıyıların doldurulması ve işgaline son verilmeli.

Kanal İstanbul vb. “çılgın!” projelerden vazgeçilmeli, doğa dostu akıllı projeler yaşama geçirilmeli.                                                                                             

Orman alanları ile Tarım alanları mutlaka korunmalı. 

Türkiye’nin plastik atık çöplüne dönüşmesinin önüne geçilmeli.

Elektrikli taşıtların kullanımı için alt yapı çalışmaları hızlandırılmalı.

Porsuk çayını kirletilmesinin önüne geçilmeli.

Tarımda kullanılan kimyasalların sulama ve yeraltı su kaynaklarına karışarak çevre sorunları yaratması önlenmeli,  kimyasal  madde kullanılmadan yerel tohumların kullanımı özendirilmeli.