Eskişehir’de bir çok sinema vardı ama bir Kılıçoğlu Sineması vardı ki; o çok özeldi. Hele bir Cumartesi 14.00 matinesi vardı ki, orada olmak ayrıcalıktı. Hep kravatlı, şık giyimli kişiler olurdu seyircisi. Diğer sinemalarda konuşanlar, kabuklu yemiş yiyenler olurken, Kılıçoğlu Sineması’nda insanlar öksürmeye bile çekinirlerdi. İşte bu sinemada, film başlamadan önce uzun boylu bir adam salona son  bir kez daha bakardı. Bu adam Kılıçoğlu Sineması’nın müdürü Ethem Arda idi. Onunla tanışacağım, dost olacağım hiç aklıma gelmemişti. Bir gün; Önder Baloğlu’nun  “Sinemaya aşık” diye bir yazısında tanıdım. İstanbul’da Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) kendisine “Yılın Sinema Emekçisi Ödülü” verilmişti. Bizde, Eskişehir Sanat Derneği’nde  “Bir Konu, Bir Konuk Söyleşileri” etkinliği yapılıyorduk. Kendisine ulaştım.Sinema kapanmış, artık film gösterimi yapılmıyordu ama o yine de sinemanın kapısını açıyor, dostlarıyla oluyordu. Kısa bir sohbetimiz oldu. Beni gazetedeki yazılarımla tanıyormuş, Eskişehir Sanat Derneği’ni de basından takip ediyormuştu.

Kılıçoğlu

2004 Nisan’ın da, onu sanatseverlerle buluşturduk. Söyleşiyi ben yönetmiştim. Karşımızda; sinemada gazoz satarak, çocuk yaşta tanışmış, sonra sinemada müdürlüğe kadar gelmiş, hatta  film  mümessilliği bile yapmış, her gün film seyretmiş, binlerce film görmüş, artist, yönetmen tanımış, sinemayı içtiği su kadar tanıyan bir sinemacı vardı. Aynı zaman da Eskişehir’de sinemanın tarihini yazacak kadar da bilgiliydi. Bu söyleşi ile onu ve Eskişehir’de sinemayı tanıdık, anılarını dinledik.  Sanatseverler büyük keyif almışlardı. En güzel söyleşilerimizden birini yapmıştık. Sonra, bir kez de  Eskişehir Sanat Derneği’nin düzenlediği “Eskişehir Sanat Günleri” etkinliklerimizde konuk ettik bir kez daha konuşmacı yaptık kendisini. Bu seferinde “Sinemanın Büyüsü” diye 340 sayfalık kitabı yayınlanmıştı. Aynı yıl Eskişehir Sanat Derneği kendisine 2005 Eskişehir Sanat Ödülleri töreninde yılın “Eskişehir Sinema Ödülü”nü vermişti. 4 yıl Eskişehir’de Kanal 26’da “Beyaz Perde” adlı sinema programları yaptı.

Ethem Arda

Ethem Arda, 1927 yılında Eskişehir’de doğumludur. İlkokula giderken bir taraftan da sinemada çalışmaya başlamış 1937-1946 yıllarında Asri Sinema’da makinistlik yapmış.1946-1949 yıllarında askerlik görevinde de sinema makinistiymişti. 1952 yılında Kemal Film ve Erman Film şirketlerinin Eskişehir, Kütahya, Afyon Bölgesi Mümessilliğini yapmış.1959 yılında işletmeye açılan Kılıçoğlu Sineması’na Danışman olarak göreve başlamış, 1962 yılında sinemanın yetkili müdürlüğüne getirilmiş. Bir dönem Türkiye Sinema İşverenleri Sendikası’nın Genel sekreterliğini de yürütmüş. 1990 yılında Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği 1. Sinema Kurultayı’nda konuşmacı olmuş,kendine göre sorunları anlatmış. 2002 yılında “Yılın Sinema Emekçisi Ödülü” nü,2009 yılında Anadolu Üniversitesinin 9. Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde kendisine “Sinemaya Emek Ödülü”, 2015 yılında  17.Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde de “Onur Ödülü” verilmişti. Ethem Arda 2019 yılında 94 yaşında vefat etti. Arkasında “Sinemanın Büyüsü” diye güzel bir kitap ve Eskişehir’de sinemanın tarihini yazacaklar için geniş bilgiler bıraktı…

1900 yılında Eskişehir’de Sanat

Bugün köylerimizin bile tarihi yazılıyor. Gelişmiş ülkelerde bunu yüzyıllar önce yapılmış. Ülkemizde şehirlerin sanat tarihleri de daha yeni yeni yapılıyor. Eskişehirimizdebunu yapmak oldukça  zor. Araştırma yapılacak kaynaklar Ankara’da İstanbul’da. Bu eksikliği ben gidermek için tek başıma iz sürüyorum.

Eskişehirizin de sanatının tarihi yazılsın, Dününü, bu gününü tanıyalım. İnsanlar yaşadıkları yeri tanıdıkça severler, oranın bir parçası olurlar, düşüncesindeyim…

Eskişehir’de sanatın dünü-bu günü ve sanatçılarını araştırıyorum.Bu çalışmamın bugünü neredeyse bitti dünü üzerinede  çalışmalarımı elden geçiriyorum.

Eskişehir’in 1900 yılında nüfusu 68.024’dür. Bunun 3462’si gayrimüslüm nüfustur.  Bunun da 2022’si Ermeni’dir. Hoşnudiye mahallesinde yaşayan Ermenilerinde sanatta, zanaatta da yerleri vardır. Örneğin 1920’lerde hatta 1930’larda bugün merkez PTT nin olduğu sırada bir fotoğrafçı vardır. Vitrininde  Atatürk’ün ve Eskişehir’de yaşayan Ermeni cemaatinden büyük boy çerçevelenmiş potreler bulunmakta imiş, yerli halk bu vitrinlerde başı açık kadınların fotoğrafları var diyerek görmeye gittikleri anlatırırdı. 1900 lerde Eskişehir’de sanatı 2005 yılında TÜYAP’ın İstanbul Sanat Fuarı’nda Eskişehir Ermeni Kulübünün Orlando Carlo Calumeno’nun koleksiyonundan “Sevgili Kardeşim” adıyla “100 yıl önce Türkiye’de Ermeniler” sergisinde Eskişehir ile ilgili bölümlerde fotoğraf ve yazılı anlatımda Eskişehir’de sanatla ilgili geniş bilgiler de vardı, orada gördüm. Örneğin Eskişehir Ermeni Kulübünün tiyatrosu var. Kırtasiyeci İzmiryan (İzmir Pazarı’nın sahibi) GarabedHacınlıyan ve RubenDemiryan Eskişehir’in ilk fotoğraflarını çeken fotoğrafçılar.Portakart olarak yapmışlar fotoğraflarını. Bir başka örnek; lületaşıyı ilk işleyen Eskişehirli TomasÇukerciyan. 1894 yılında lületaşı işlemeye başlamış 1930 lara kadar ağızlık, kadın başlı pipolar yapmış. Ressamlar  olarak ressam Mardiros  ve HaygazHaytayan kardeşler var.  Eskişehir’de onlara kısaca “Haytalar” denilmiş.

HAYTAYAN

Haytayan kardeşler 1920’li  30’lu yıllara kadar Eskişehir’de etkin ressam ve tabelecıları olarak adları en önde sayılan isimler olmuş. Uzun yıllar Ermenice Kulis dergisinde çizimleri de yayınlanmış. 1940’lı yılların ortalarında İstanbul’a göç ederek yerleşmişler. 1949 yılında İstanbul’daki Fransız Kültür Merkezi’nde ortak resim sergi açmışlar. Daha çok, Cağaloğlu’nda tabelacılık yaparak geçimlerini sağlarken, MardirosHaytayan Amerika’ya, HaygazHaytayan ise Paris’e yerleşmiş.

Haytayan kardeşlerden geride kalan  resimleri ise daha çok portreler ve bir de karakalem nü, figür, manzara gibi desenleridir. Onları;  “Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Ressamlar Ansiklopedisi”ndegöreyoruz.

Bir de İstanbul’a göç eden Agop Arat Eskişehirlidir.