Bir kişiye zekât vermek sorumluluğu doğması için bazı şartların oluşması şarttır. Zekât verecek kişi, kendi malından kendi hakkı olan maldan zekâtını verir. Gerçek kişi, kendi malından zekât vermekle mükellef olduğu gibi tüzel kişilikte sahip olduğu mal varlığından da zekât vermek durumundadır. Bir kişinin zekât vermekle sorumlu olduğu şartlar şunlardır:

Müslüman olmak. Buluğ çağına gelmiş olmak. Akıllı olmak. Hür iradeli olmak... Borçlarından hariç nisap miktarından fazla mali varlık sahibi olmak. Akli engelliler ile hür olmayanlara zekât farz değildir. Zekât verilecek malın nisap miktarında olması. Zekât malın ürer nitelikli olması. Değer artışı sağlar nitelikli olması. Elde edilen mal üzerinden bir kameri yılın geçmiş olması lazımdır.

Bu noktada “nisap” sözcüğüne açıklık getirelim. Nisap, ticari nitelikli dini bir ölçü miktarıdır. Borcu ve asli ihtiyaçlarından mal varlığı fazla olan kişi zengin sayılır.  Malı, nisap miktarına ulaşmayan kişi zekât vermez. Malın yılbaşı ve yılsonunda nisap miktarında olması gerekir. Yıl içerisindeki artış ya da eksiler dikkate alınmaz. Hemen nisap miktarının ne olduğunu belirtelim:

Asıl ihtiyaçlara, aslî ihtiyaçlar da denir. Asli ihtiyaçlar temel ihtiyaç maddeleridir. Bu maddelere “Havaic-i asliye” de denir. Cins ve miktar olarak: Altının nisabı,      80.10 gram ya da diğer bir ölçü ifadesi ile 20 miskaldir. Gümüşün ise, 561 gram veya başka bir ölçü ile 200 dirhemdir. Nakdi paranın nisap miktarı,      altın veya gümüş nisabı kıymetinde olur. Ticari malda, altın veya gümüşün ticari değerindeki maldır. Koyun ve keçide, ilk zekâtta kırkta bir koyun veya keçidir. Sığırda, otuz sığırda bir. Deve    nin nisabı, beş devede birdir. Altın veya para hesabında kırkta bir demek, % 2,5 demektir.

İkamet edilen ev, ticari olmayan dükkân ve nakil vasıtası gibi kişinin nafakasını temin ettiği araçlara zekât düşmez. Mutlak surette ticari getiri sağlayan ekonomik değeri olan iktisadi varlıklar zekâta tabidir. Bir kimse istediği zaman harcayamayacağı elinin altında olamayan mal varlığına da zekât vermez. Örneğin tahsilatı yapılmamış alacaklar gibi. Bu varlıkların ele geçirildikten ve üzerlerinden bir yıl geçmesi şartı ile zekâtı oluşur. Kira geliri elde edilen varlıkların üzerinden bir yıl geçer ve nisap miktarına diğer gelirlerle birlikte ulaşması kaydı ile zekât düşer.

Namaz ve oruçta niyetin şart olduğu gibi zekâtta da niyet şarttır. Niyet, dil ile söylenmeyebilir. Kalbi niyet esastır. Zekâtı fakire verirken zekât olduğu söylenmeyebilir. Fakiri rencide etmemek için söylememek iyidir.

Altının zekâtı: Altının zekâtında nisabı miktarı; 80.18 gram olduğunda demiştik.  Altın ister işlenmiş, isterse işlenecek olsun hangi hâlde olursa olsun zekâtı doğar. Altın varlığından % 2,5 zekât vermek gerekir.

Gümüşün zekâtı: Gümüşün zekâtında nisap miktarı; 561 grama ulaşan gümüşün zekâtı da altının zekâtı gibi oluşur. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, altın ve gümüşün miktar olarak nisap miktarlarında olmasa bile diğer iktisadi kıymetlere eklendiğinde nisap miktarı oluşursa zekât doğar.

Ticari mallar: Hangi tür ticaret malı olursa olsun nisap miktarı altın ya da gümüşten birinin nisap miktarını bulduğunda zekât doğar. Burada dikkate değer husus fakir için değerlendirme imkânı hangisinin elverişli ise o cinsten verilir. Menkul kıymetler piyasasında ticari işlem gören hisse senetleri, şirket hisseleri ticari mal niteliğinde olduğundan bunlara da zekât doğar.  Bunların zekâtı da kırkta bir yani % 2,5 üzerinden verilir. Bir başka işlev türü olan işçilik ve hizmet sektörü üzerinden faaliyeti olan ticari veya sanayi kuruluşlarında zekât yıllık kazanç üzerinden verilir.

Paranın zekâtı: Paranın zekâtı, altın, gümüş veya ticari metandan birinin nisap miktarına ulaştığında zekât vermek icap eder. Para miktarı tek başına nisap miktarına ulaşmasa da diğer ticari emtialar ile birlikte nisap miktarı oluşuyorsa o zaman da zekât hakkı dağar.

Hayvanların zekâtı: Üretim amaçlı yapılan hayvancılıkta nisap miktarını tutan hayvanların zekâtı verilir. Üretimin hepsi kapsam dâhilindedir. Bu hayvanlar senenin ekseriyet zamanında kırlarda bakılıyorsa zekât doğar. Bu hayvanlar sığır cinsinden inek, manda, koyun, keçi ve develerdir. Erkek ya da dişi kıymet cinsinden birdir. 

Koyun ve Keçinin zekâtı: Koyun ve keçinin nisap miktarı kırktır. % 2,5’ tur. Koyun ya da keçinin nisap miktarı 40 adettir. Kırk adet için bir koyun veya bir keçi zekât olarak verilir. Bu durum nisap miktarı 120’ye ulaşıncaya kadar devam eder. 121’den 201’e kadar ise 2 adet koyun veya keçi zekât olarak verilir. 201’den 400’e kadar üç adet koyun veya keçi zekât olarak verilir. 400’de 4 adet koyun verilir. Bu sayılardan sonrasında ise her 100 adet için 1 adet daha artırılarak verilir.

Koyun ya da keçinin zekâtında erkek ya da dişilik özelliği aranmaz. Zekât nisabı bakımından ikisi de aynı cins sayılır. Sürüde hangisinin sayıca miktarı fazla ise zekâtın fazla olan cinsten verilmesi sünnete uygun olandır: Sürünün tamamı hangi cinsten ise zekât o cinsten verilir. Zekât, bu varlıkların değerinde mali piyasalarda mali değerli diğer varlıklarla da verile bilir. Yaşını tamamlamamış olanlar için zekât düşmez.

Zekât olarak verilecek hayvan en iyisinden ya da en düşkününden değil orta hâlli olanından verilir. Eskiden koşu malı derlerdi. Başka bir ifade ile yük taşıma amaçlı kullanılan hayvanlara zekât gerekmez. Ev halkının nafakası için eti ve sütü nedeniyle beslenen hayvanlara zekât verilmez. Ticari nitelikli damızlık, et ve süt için üretilenlerin hayvanların zekâtı doğar. Hatta at, katır, eşek cinsi hayvanlar ticari amaçlı beslenirse bunlar için de zekât doğar. Aynen ticari mallar gibi değerlendirme yapılır.

Sığırların zekâtı: Sığır cinsi hayvanların zekâta nisap miktarı 30’dur. Sayısal olarak bu sığırların sayısı 30’a ulaştığında ve üzerlerinden de bir yıl geçtiğinde iki yaşına girmiş bir sığır zekât olarak verilir. Erkek ya da dişi olması fark etmez. Sığırların sayısı 40’a ulaşınca üç yaşına girmiş bir sığır zekât olarak verilir. Sığır sayısı 61’ olunca ikişer yaşlarına girmiş 2 sığır zekât olarak verilir. Sığırların sayısı 70’ olunca birisi iki ve diğeri üç yaşında iki sığır zekât olarak verilir. Sığır sayısı seksene ulaşınca üçer yaşına girmiş iki sığır zekât olarak verilir. 90’a ulaşınca sığır sayısı ikişer yaşında üç sığır verilir. Mandalar da, sığır cinsinden olduğu için aynı değerler üzerinden zekâta tabi olurlar.

Develerin zekâtı: Develerde nisap miktarı 5’te birdir. Develerin sayısı beş olup üzerinden de yıl geçince zekât hakkı doğar. Develerde, dokuz deveye kadar verilecek zekât miktarı 1 adet koyundur. Develerin sayısı on olunca zekât miktarı da 2 adet koyun olur. Bu miktarlardan sonra develerin sayısı: 15 deveden 19’a kadar olan deve sayısında 3 adet koyun verilir. 20’ den 24’e kadar olan deve sayısında 4 adet koyun verilir.        25’ ten 35 deveye develerin sayısı ulaşınca, 2 yaşına girmiş bir dişi deve yavrusu zekât olarak verilir. 36’dan 45 deveye kadar ise 3 yaşına girmiş bir dişi deve zekât olarak verilir. 46’dan 60 deveye kadar, 4 yaşına girmiş bir dişi deve zekât verilir. 61’den 75’e kadar, beş yaşına girmiş bir dişi deve zekât için verilir. 76’dan 90’a kadar, 3 yaşına girmiş 2 dişi deve zekât olarak verilir. 91’den 120’ye kadar olan develerde 4 yaşına girmiş iki dişi deve zekât olarak verilir.

Bu miktardan sonrakiler için ilgisi olanlar fıkıh kitaplarında sorularına yeterli cevabı bulacaklar. Develerin zekâtında esas olan zekât olarak verilecek develerin dişi ve yaşlarının durumu önemlidir.

Toprak mahsullerinde zekât: Toprak mahsullerinin zekâtında, imameynin görüşüne göre bir yıl dayanabilecek ürünlere zekât doğar denilmektedir.

İmameynin görüşü denildiğinde Ebû Yusuf ile İmam-ı Muhammed akla gelir. İmameyn demek Arapça’da, iki imam demektir. İmameyn diye Hanefi fıkhı müçtehit imamlarından İmam-ı Yusuf ile İmam-ı Muhammed’in ikisine denir. Zekât için bu ürünlerde de nisap miktarı şartı aranır. Tarım mahsullerinde nisap miktarı bir tondur. Bir tondan az olan ürün için zekât doğmaz. Nisap miktarını tamamlayan ürünler üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaz.

Tarım mahsullerini elde etmek için gerekli masraflardan sonraki kalan kısım nisap miktarını oluşturuyorsa o nisap miktarı üzerinden verilir. Doğal yolla sulanan arazinin zekâtı on ’da bir, işçilik, su ve sair masraf gerektiren sulamalarda ise nisap miktarı yirmi’ de birdir. Ticari amaçlı elde edilen diğer tarımsal ürünler için de zekât şartı doğar.

Alacakların zekâtı: Ticari mal bedelleri ile ödünç verilen para türü alacakların zekâtı tahsilattan sonra doğar.  Tahsilatı yapılamayanlar için zekât gerekmez. Tahsilatı müteakip geçmiş yılların zekâtı doğar.      Alacaklarda, verecekli olan borçlu inkâr ya da ödememe cihetine gitmişse, tahsilat edildiğinde geçmiş yılların zekâtı ödenmez.   

Miras yolu ya da vasiyet yöntemi ile edinilen mal veya para türü varlıkların zekâtı elde edildikten bir yıl sonra doğar. Nisap miktarı şartı esastır.

Ömrünüz uzun, Kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!