Dede Korkut Parkı’ndaki “Yoga krizi” bir anlamda çözülmüş gibi görünüyor.

Yine bir geri atma söz konusu ve karşı tarafı suçlama girişimi.

Türk Dünyası Vakfı tarafından yaptırılan Dede Korkut Parkı, kentimizin güzel parklarından biridir.

İnsanlar burada oturur, yürüyüş yapar ve çeşitli etkinlikler düzenler.

Ama gelin görün ki geçtiğimiz hafta sonunda bu parkta yaşanan “Yoga krizi” birden Türkiye’nin gündemine oturdu.

Zaten bir süre önce Anadolu Fest’in Eskişehir Valiliği tarafından engellenmesinin şoku yaşanıyordu.

Bu konu da Türkiye’nin gündemine oturmuştu.

Hele bir de çeşitli illerde ses sanatçılarının konserlerinin yasaklandığı günde, kadınların parkta yoga yapmalarının engellenmesi tuz-biber ekti.

***

Gerekçe yoga yapılırken serilen “mat”ların çimlere zarar verdiği.

Hani insanlar Millet Bahçelerinde yatıp-yuvarlanacaktı.

Betonun üzerinde yuvarlanacak değiller ya, bu iş çimlerin üzerinde olacak.

Bizim nesil parklardaki yeşil alanlara konulan “Çimlere Basmayın” ya da “Çimlere Basmak Yasaktır” tabelalarıyla büyüdük.

Bu nedenle şimdi bile parklardaki çimlere basmak durumunda kaldığımızda çekiniriz.

O zamanlar yeşil alanlar bu kadar fazla değildi.

Teknoloji bu kadar gelişmemişti.

Yeşil alan bozulduğunda yerine koymak güçtü.

Şimdi öyle mi, bozulan yere halı rulosu gibi çim getirilip konuyor.

***

Tabi konu Türkiye gündemine oturunca Türk Dünyası Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Eskişehir milletvekili Nabi avcı konuya el attı.

Kadınların önceki akşam için Dede Korkut Parkı’nda toplanıp yoga yapacaklarını açıklamasıyla, eylem öncesi bir basın toplantısı yapan Nabi Avcı, durumu kurtarmaya çalıştı.

Parkta yoga yapmanın yasak olmadığını, bir yanlış anlaşılma sonucu böyle bir durumun yaşandığını falan ifade etti.

Olan yine bir güvenlik görevlisine oldu.

Herhalde o güvenlik görevlisi kendi kafasına göre gidip engellememiştir, mutlaka ona bir talimat veren olmuştur.

***

Zaman zaman biz hizmet yapıyoruz ama hizmetlerimizi anlatamıyoruz diyordu Nabi Avcı, hizmetler böyle mi anlatılacak.

Yasaklamalarla, engellemelerle mi anlatılacak.

“Yasakçı kentin iktidar milletvekilleri” olarak anılmak güzel bir durum mu?

Ama Eskişehirli, olumsuzluklara karşı duruşunu net olarak ortaya koyuyor.

Kentin çıkarlarını zedeleyecek hareketler karşısında durmayı beceriyor.

Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, önceki akşam kadınların yoga eyleminden bir fotoğrafla yaptığı paylaşımda, “Eskişehir hep böyle olacak, hep böyle kalacak” diyor.

Haklı değil mi?

Buradan bir kez daha belirtiyorum, bizler yasaklar kentinde yaşayan insanlar olarak anılmak istemiyoruz.

Her kim olursa olsun, bu tür davranışlardan uzak durmalı.