Yerel seçim sonuçları iki partiyi sevindirirken ve sonuçlar coşkuyla karşılanırken bazı partiler de hayal kırıklığı yaşıyorlar.

CHP seçimi zaferle bitirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Yeniden Refah Partisi (YRP) önemli bir çıkış yaparak geleceğe yönelik planlarını yapmaya başladı.

Seçimin yenik partisi İYİ Parti, bilindiği gibi bu ayın sonunda kongreye gidecek ve büyük ihtimalle Genel Başkan Meral Akşener değişecek.

***

Büyük ihtimalle diyorum çünkü son günlerdeki bazı gelişmeler, her ne kadar Akşener’in aday olmayacağını açıklamasına rağmen ısrarlar üzerine yeniden aday olabileceğini gösteriyor.

Bu konuda hem Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin başında kalması yolunda çağrılar yapmışlardı.

Ancak halen Grup Başkanvekili olan ve Genel Başkanlığa da adaylığını koyan Müsavat Dervişoğlu, Akşener’in aday olmayacağı ve kendisini destekleyeceği yolunda açıklamalar da yaptı.

***

Hatırlarsanız, Akşener 6’lı Masadan kalktığı gün yaptığı açıklamada “Ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız” demişti.

Üç gün sonra tekrar masaya oturduğunda da “tarih olmaya” doğru yolculuk başladı.

Parti’nin bazı yöneticileri (ki bunlar daha sonra istifa ettiler) ve parti tabanı CHP ile ortaklaşa seçimlere girilmesi yolunda görüş bildirirken, buna rağmen edilmedi sonuç da böyle oldu.

***

Akşener bu konuda yaptığı açıklamada şöyle demişti.

“Bildiğiniz üzere, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimleri öncesinde İYİ Parti olarak; yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda seçimlere hür ve müstakil olarak girmeyi tercih ettik. Bu kararı almamızdaki gayemiz; partimizi Türkiye'de gittikçe yerleşik hâle gelen siyasi kutupların yörüngesinden çıkartmak, milletimize de iki seçenek arasına sıkıştırıldığı rekabetsiz siyasetten kurtaracak nitelikte yeni bir seçenek sunarak ülkemize toplumsal, siyasi ve kurumsal çerçevede zararlarını hep beraber deneyimlediğimiz kutuplaşma ortamına son vermek için ilkesel bir adım atmaktı. Bu kararı alırken, kararı alan partinin genel başkanı olarak; karşımıza kimleri aldığımızı, elbette biliyordum. Göğüsleyeceğimiz türlü zorlukların, gayri ahlaki propagandaların, satın alınmış iradelerce yapılacak galiz taarruzların, elbette bilincindeydim. Potansiyel olarak alabileceğimiz menfi seçim sonucu riskinin, velhasıl yine bir bedel ödeme gerekliliğinin doğabileceğinin de pek tabii farkındaydım. Bu nedenle de süreç boyunca sonuçların sorumluğunun şahsıma ait olduğunu her fırsatta vurguladım.”

***

Akşener’in, 22 Temmuz 2018'de de aday olmayacağını açıklaması hatırlatılıyor.

Aynı durumun şimdi de olabileceği yolunda görüşler var.

Siyasette her an her şey olabiliyor.

Bakalım 27 Nisan’da ne olacak?

Akşener gidecek mi, kalacak mı göreceğiz.