1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ya da bir başka adıyla İşçi Bayramı’nı kutladık.
Türkiye’nin hemen her ilinde kutlanan bayramda kürsülerin konusu Taşeron işçilik ve kıdem tazminatıydı.
Sendikaların başkanları, yöneticileri bu konuda görüşlerini açıkladılar.
Kıdem tazminatını vermeyiz, kıdem tazminatı kırmızı çizgimiz falan dediler.
Taşeron işçiliğin ne olacağını sordular.

***
Daha dün gibi eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun televizyonlara çıkıp “Yarından itibaren taşeron işçi kalmayacak, herkes kadroya alınacak” dediği.
Ama geçen süreçte hiçbir şey yapılmadı.
Sendikacılık eskisi kadar güçlü olmadığı için de sendikalar da bu konuda bir şey yapamıyor.
Sendikalar güçlü olmadıkça hiçbir şeyin olacağı da yok.
Hakkın, emeğin partisi olmaz.
İşçi, memur hakkını arayabilmek ve alabilmek için örgütlü olmalıdır.
Sendika direnmek demektir.
Sendika mücadele demektir.
Ancak günümüzde böyle bir durumdan söz etmek söz konusu değil.

***
Gerek işçi, gerek memur sendikaları bir çatı altında toplanmadıkça, güçlerini birleştirmedikçe, her zaman iktidarlar karşısında boyunları bükük olacaktır.
Üretimden gelen güçlerini kullanamıyorlar, grev haklarını kullanamıyorlar, nasıl mücadele edecekler bu durumda.
Taşeron işçilik konusunda pek bir şey yapılamıyor, kıdem tazminatı da gidici gibi görünüyor.