Süllü konuşmasında, evde bulunan silahlarla yaşamını yitiren çocuklar, ateşli silahlarla eş, eski eş ve sevgili cinayetlerine kurban giden kadınlar, serseri kurşunla yaşamını yitirenler ve adaleti kendi arayanların öldürdüklerinin acı öykülerini örneklerle anlattı.  “Her yıl, Türkiye’de ateşli silahlar ile ortalama 4500 kişi ölüyor. Arkalarında kanayan yürekler bırakarak” diyen Süllü, 2018 yılında 3679 kişi ateşli silahlarla yaşamını yitirdiğini, 3762 kişinin yaralandığını söyleyerek bireysel silahlanma tehlikesinin boyutunu rakamlarla gözler önüne serdi.

 

EN YAKININDAKİLERE DOĞRULUYOR

 

Korunmak için edinilen silahların yüzde 57’sinin, bilinçli ya da kazayla silah sahibinin en yakınındaki kişilere doğrulduğundan belirten Süllü,  Anton Çehov’un “ Sahnede Silah Varsa, O silah Patlar” sözünü hatırlattı. Süllü,“Çehov’un silahı tiyatro sahnesini andıran yaşamımızda,  her an hepimize doğrulabilir.” diyerek artan bireysel silahların yaşam hakkı,  toplumsal barış ve huzur ortamı için ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

RUHSATSIZ SİLAH SAYISI ARTIYOR

Ruhsatsız silahlarla işlenen suçların ruhsatlı silahlarla işlenenden 6 kat fazla olmasının, kayıt dışılığın arttığına, kontrol mekanizmalarının, zayıfladığına ve kolay silah sahibi olunduğuna işaret ettiğini söyleyen Dr. Jale Nur Süllü, internetten kapıda ödemeli silah temin edilebildiğine, av bayilerinden av tüfeklerinin küçük yaşlarda bile alınabildiğine dikkat çekti. Silah alımının kolaylığı ile bireyin, potansiyel şiddet kaynağı haline geldiğini bunun da şiddet olaylarının artışında rol oynadığını söyledi. Televizyon dizilerinde şiddet ve silah kullanımının hiçbir engelleme olmadan yayınlanmasının da silah kullanımını özendirdiği ve sıradanlaştırdığını açıkladı.