Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün sıralamasında 25 basamak düştük. 2009 yılında reform paketi çıkardık, 123. sıradan 138. sıraya geriledik. 2010 yılında Anayasayı değiştirdik, 10 basamak daha.2015 yılında bir reform belgesi daha; 2017’de 6 sıra geriledik” dedi. Çakırözer, “İnanması güç ama reform yaptıkça demokrasimizde, basın ve ifade özgürlüğümüzde batıyoruz” diye konuştu. Teklifle kanunlara haberin ve eleştirinin suç olmadığına ilişkin bir cümlenin eklendiğini anımsatan Çakırözer, “Bu adaletsizliklerin gerekçesi kanunlarımızın yetersizliği değil; bağımsız ve tarafsız kalması gereken yargının, tek adam yönetiminin siyasi baskısı altında kalması. Var olan ama savcıların, hâkimlerin uymadığı maddeleri bir kez daha yazarak ne basın özgürlüğü sağlanır, ne de Avrupa’nın yolu açılır.Bu paket çıktığında dahi bazı hâkimler cübbelerinde ilik aramaya devam edecek. Çünkü ihtiyacımız olan, güçler ayrılığına dayalı bir hukuk devleti” dedi. Çakırözer, yargı reform paketinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Çakırözer, konuşmasında, 17 yıllık AKP iktidarında yapılan yargı reformlarının Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğüne etkilerini değerlendirdi.

 

“SATIR SATIR SUÇ ARIYORLAR”

 

Çakırözer, “Günlerdir yargı reformunu konuşuyoruz ama İstanbul'da, Ankara'da savcılar Hükûmetin dış politikadaki kararlarını eleştiren yurttaşları kolaylıkla terör damgasıyla damgalayarak soruşturma açabiliyor. Ne AİHM kararları ne anayasal güvenceler ne kanunlar, içtihatlar ne de buradaki konuşmalarımız onları bu keyfiyetten alıkoymuyor, koymayacak. Açıyor gazeteyi, televizyonu, Twitter'i, Facebook’u; satır satır suç arıyor, olmayan delili yaratıyor. Habere "haber" değil “terör” diyor; yoruma, eleştiriye “terör” diyor” dedi. (HM)