Bugün Öğretmenler Günü dolayısıyla yine yapılan açıklamalarda öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal bir meslek, öğretmenlerin de vefakar ve cefakar insanlar olduğu vurgulanacak.

Ancak öğretmenlerin sıkıntılarına pek kulak asan olmayacak.

Özellikle bu pandemi koşullarında öğretmenlerin işinin daha da zorlaştığını biliyoruz.

Ancak en gerçekçi açıklamaları yine öğretmen meslek kuruluşları yapacak.

Yıl içinde öğretmen meslek kuruluşları, sektörün sıkıntılarını dile getiriyor, ancak dediğimiz gibi pek kulak asan yok.

 

***

Örneğin “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nun olmadığından yakınılıyor.

Bir meslek kuruluşubu konuda şu görüşleri sunuyor.

“Ülkemizde resmî ve özel eğitim kurumlarında fiilen görev yapan 1 milyon 200 bin öğretmen var iken, öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun olmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur.

Kanun, hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kariyer mesleği niteliğini taşımalı; öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek hükümler içermelidir. Meslek kanununun yapılması için gereken talep de yazılması için gereken birikim de var. Bundan sonra bir tek şeye ihtiyaç var. O da kanunun çıkarılmasını hızlandıracak irade. Bizler Türkiye’nin bütün illerinden hep birlikte o iradeyi harekete geçirmek için sesleniyoruz: Meslek kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek istemiyoruz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine, 11. Kalkınma Planı’nda da Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Eğitim Vizyonu’nda da yer verilmesi, hem talebemizi doğruluyor hem de tepkimizi haklı kılıyor.

Meslek kanununun çıkarılması noktasında niyet ve kararlılığın kamuoyuna deklare edilmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bugüne kadar kamuoyuna net, açık ve kesin bir içerik paylaşımı yapılmış değildir. Millî Eğitim Bakanlığı’nca yürütülen çalışma, hazırlanan taslak, öngörülmüş bir tasarım mutlaka başta yetkili sendika olmak üzere, paydaşlarla iş birliği içinde ele alınarak olgunlaştırılmalıdır.”

 

PANDEMİ MANZARALARI

 

Vaka sayılarındaki sürekli artış nedeniyle geçtiğimiz haftadan başlamak üzere bazı önlemler alındı.

Restoran, kafe gibi işyerleri tümden kapandı.

Lokantalar paket servisi ya da “gel-al” sistemiyle çalışmaya başladı.

Eskişehir’de bu tür iş yapan işyerlerinin tümü masaları, sandalyeleri bir kenara toplamış, paket servis üzerine çalışıyor.

İşyerlerinin yoğun olduğu bölgelerde ellerinde tepsiler ya da paketler yiyecek götüren insanlarla dolmuş.

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen, alınan tüm tedbirleri ve kararları desteklediklerini belirtiyor, ancak salgının yayılmasını önlemek için faaliyetleri durdurulan veya kısıtlı çalışma yapan restoran, lokanta, kafe, lokal, pastane gibi işletmelere nakdi destek sağlanması gerektiğini vurguluyor.

Bu işletmelerin zaten Mart ayından bu yana çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğini de belirtiyor ve  kapalı oldukları süre boyunca SSK, BAĞKUR , vergi ve stopaj  ödemelerinden muaf tutulmaları gerektiğini ifade ediyor.

Bakalım bu sesler duyulacak mı?