Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) raporu, insan kaynaklı suistimaller sonucu 784 türün dünya üzerinden tamamen yok olduğunu ve 16.119 hayvan türünün tükenmekte olduğunu göstermekte. Sadece bir yılda listeye 530 türün eklenmiş olması canlı türlerinin karşı karşıya olduğu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Türkiye, nesli tükenmekte olan hayvan ve bitki türlerini korumak adına acil adımlar atması gereken ülkelerin başında geliyor. İnsanlar olarak, tıpkı yaşamayı sevdiğimiz kadar, bizlerle birlikte yaşamaya hakkı olan hayvan ve bitkilerin yaşam özgürlüklerini de dikkate almalıyız. Onları kendi çıkarlarımız uğruna yok etmektense, onların güzellikleri ile dünyamıza renk katmaları için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. İşte bu konuda acilen öncelik vermemiz gereken 17 hayvan ve bitki: Göl soğanı: Alzheimer hastalığı tedavisi ilaç yapımında kullanılan amarylldaceae alkoloidleri (galanthamine, tazettin, likorein) yüzünden, göl soğanının doğadan toplanarak ihracatı yapılmaktadır. Yıllık ihracatı yaklaşık olarak 4.000.000 adettir. Eğer acil önlemler alınmazsa göl soğanı bir daha asla geri dönmemek üzere yok olacak. Kar çiçeği: 16. yüzyıldan bu yana yetiştiriciliği yapılan bu bitki Sırbistan ve Macaristan gibi bazı ülkelerde koruma altına alınmıştır fakat Türkiye’de bu konuda herhangi bir adım henüz atılmadı. Siklamen: Yaşam alanı orman açıklıkları ve kayalık alanlar olan çok yıllık yumrulu bir bitki türlerini ortak adıdır. Tavşankulağı, buhurumeryem ve mormilik olarak da bilinirler. Şubat – Nisan aylarında çiçek açan bu bitkiler çiçek ticareti yüzünden yok olma tehlikesi altındadır. Bu bitkilerden üretilen çiçekleri satın almayı reddederek onlara küçük de olsa bir katkı yapabilirsiniz. Nergis: Anavatanı Avrupa olan bu bitkilerin en çok tür zenginliğine İspanya ve Portekiz’de rastlanmaktadır. Türkiye’de Ege Bölgesi’nde özellikle Karaburun ve Mordoğan’da yetiştirilmektedir. Bu bitkinin soğanları en az 1 sene ara ile kullanılmaktadır. Zira çiçeğini vermiş olan soğan ekilirse, bir dahaki seneye çiçek vermez fakat ülkemizde bu durum göz önüne alınmamakta ve nergislerin nesli tehlikeye atılmaktadır. Süsen: Çok değişik renklerde olan süsen bitkisi genellikle mezarlıklarda bulunmasına rağmen yüzyıllar boyunca çok değerli bir çiçek olarak kabul edilmiş ve birçok devlet ile kişinin simgesi haline gelmiştir. Yurt dışına kaçırılan bu zenginliğimizin durumu artık öyle kötü bir hal almıştır ki, eğer gerekli önlemler alınmazsa neslinin tükenmesi an meselesidir. Çiğdem: Çiğdem çiçekleri, türüne bağlı olarak, ilkbahar ya da sonbaharda açar. İlkbaharda çiçeklenen türlerin yumurtalığı toprak altında kalan uzun çiçek tüpleri vardır. Çiçekler geceleri ya da kötü havalarda kapanır. Ülkemizde çiğdem pilavı, çiğdem aşı ve çiğdem sütlüsü gibi yemekler çiğdem yumrularından yapılır. Çiğdem tüketiminin acil olarak denetim altına alınması gerekmektedir. İstanbul nazendesi: Dünyada yalnızca Türkiye’nin kuzeybatısına bulunan bu bitki çok çekicidir. İstanbul’un Asya yakasındaki fundalıklarda zengin popülasyonları bulunur. Avrupa çapında nadir bir bitki olan İstanbul nazendesinin koruma altına alınması gerekmektedir. Aksi halde bu değerli bitkinin yok olması içten bile değil. Sevgi çiçeği: Dünyada yalnızca Gölbaşı / Ankara’da yetişen ve halk arasında gelin düğmesi olarak da bilinen bu bitki türü Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştı. Fakat yerel boyutta da önlemler alınması ve sevgi çiçeğinin korunması, bu bitkinin geleceği için büyük önem arz etmektedir.