27 Haziran 2017 tarihi olan geçtiğimiz Ramazan bayramının üçüncü günü ulusal bir TV kanalında dini bayramlarla alâkalı bir söyleşide moderatör, ah ah nerede o eski bayramlar diyerek geçmişte kalan bayramları aradığını ve yaşadığı bayramların tadını şimdilerde alamadığını dile getirerek bazı şeyleri sorgulamak istediği anlaşılıyordu. Bu arayış ve beklentinin nedenlerini doğru irdelemek gerekir. Başta bayramların içeriğini ve gerekliliğini doğru kavramak gerekir.

Bayramlar, geleneksel değerlerden öte birer evrensel değerlerdir. Bu evrensel değerler inananların hoşgörü, barış, kardeşlik ve dostluk içerisinde yaşamalarının önemini ortaya koyan Allah’ın tahsisli günleridir.

             Her gün, bayram günü değildir. Bayram günleri, oruçlu günlerin müteakibinde gelir. Oruçlu günler, her iki dünyanın huzuru ve mutluluğu için Allah’ın bereket, rahmet ve mağfiretinin ikram günleridir. Bayram günlerinin anlamını yakalamak ve yaşamak için oruçlu günleri ferasetle yaşamak gerekir. Oruçlu günler, insanların birbirini daha iyi anlamasına vesile günlerdir. Beklenen bayram günlerini doyasıya yaşayabilmek için ilahi ve insani değerlerle buluşmak lazım.  Özlenen bayramları yaşayabilmenin öngörüsü dayanışma ve kaynaşmaya bağlıdır.

Bayramlar, toplumsal yaşamın değer göstergeleridir. Bayram günleri, hayatın toplumsal yaşayış biçim günleridir. Bayramlar, toplumsal yaşanır. Bireysel ya da toplumdan kopuk yaşamlar, bayram mevsimlerinden uzak yaşamlardır. Her oruç, bir bayram müjdesidir. Her yeni gün bir bayram muştusudur. Nasıl ki mevsimler birbiri ardı sıra geliyorsa, bayramlar da oruçlu günlerin ardınca gelir. Her Ramazan ayı, her Recep ayı, her Şaban ayı, her şevval ve sırasıyla gelen diğer ayların her biri yeni bir bayramın habercisidir. Bayram günleri, bir toplumda kaynaşma ve dayanışma sağlayamıyorsa o toplumda bazı eksiklikler var demektir. Bayramlarda bir toplum huzur, barış, hoşgörü, dostluk ve kardeşliğin dengesini kuramıyorsa o toplumun bazı denge ayarlarında bozukluk var demektir. Bayramlarda büyükler unutuluyor, küçükler önemsenmiyorsa insanların vicdanlarında ve duygularında eksiklikler var demektir. Bayramları doyasıya yaşamak isteyenler ilahi değerlerin ölçüsünde insani değerlerini diri tutmak zorundalar. Özlenen bayramları, özlenen şekliyle yaşamak isteyenler oruçlu günlerin faziletiyle buluşmadıkça bayramın erdemliklerinden mahrum kalırlar.

Uykulu gözlerle aranıp da bulunamayan nesneler gibi bayram günlerinin tadı ve keyfi uykulu anlayışlarla arandıkça bulunması mümkün değildir. Kadir gecesinin Ramazan ayının son on günü içerisinde basiretle arandığı gibi bayram günleri oruçlu günlerin ardınca aranmadıkça ah ah nerede o eski bayramlar demekten geri kalınmayacaktır. Bayram günleri, büyükleri memnun ve küçükleri mutlu etmek için Allah’ın inanlara lütuf günleridir. Allah’ın lütuf günleri olan bayramlarda kardeşliğin ve dostluğun semeresini görmek için bayram günlerinin altyapısı oruçlu günlerde yapılır. Altyapısı olmayan hangi olgu sağlıklı olur? Oruçlu günlerin her biri, bayram günlerinin birer yapı taşları gibidir.

            Bayram günleri, buruk gönüllerin neşelenmesi ve bükük boyunların doğrulması için Rahmani armağan günleridir. Bayram günleri, buruk gönüllerin ve bükük boyunların toplumun birer nüvesi olduklarının hatırlatıldığı özel günlerdir. Bayram günleri, küçüklerin ve büyüklerin sevilip sayıldıkları günleridir. Bayram günleri annelerin, babaların, kardeşlerin, dostların, kimsesizlerin ve gariplerin ziyaret edildiği müstesna günlerdir. Bayram günleri, kabristanların ziyaret edildiği istisnai günlerdir.

            Bayram günleri annesini, babasını, dostlarını, garipleri, kimsesizleri, hastaları ve mezardaki yakınlarını unutanlar hangi bayramın tadını nasıl alacaklar? Bayram günleri, büyüklerin öpülen ellerinde ve koklanan yavruların kokusunda aranmadıkça bayramın güzelliklerini kim nerede bulacak?

            Nice bayramlara erişmek dileğiyle geçmiş bayramınızı kutluyorum.

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!