Her Cuma günü, Cuma namazını eda etmek için mükellef Müslümanlar camiye giderler. Camide, Cuma namazı kılarlar. Okunan hutbeyi dinlerler. Mükellef Müslüman için Cumanın farzı ikidir. Farzlar, yapılması şart olan eylemlerdir. Cumanın için iki şartı vardır. Birinci şart Cuma namazının kılınmasıdır. İkinci şart ise Cumanın farz namazından önce okunan hutbenin dinlenilmesidir. Cumanın şartları ile sorumlu olan kişinin bu iki şartı mutlak yerine getirmesi gerekir. Bu iki şart bir diğerinin ayrılmaz birer parçası gibidir. Biri olmazsa cumanın farzı tamam olmaz.  Bu iki şarttan birini ifa etmeyen mükellef Müslüman cumanın sorumluluğunu yerine getirmemiş demektir.

Cuma namazı kimlere farzdır? Cuma namazı kaç rekâttır? Cuma namazları nasıl ve hangi şartlarda kılınır gibi mevzular bu yazımızda konu edilmeyecektir. Özetle söylemek gerekirse, Cuma namazıyla alakalı konudan ziyade üzerinde durmak istediğim konu cumanın iki şartından cumanın ikinci şartı olarak okunan hutbe ile alâkalıdır. Özellikle hutbenin sonunda okunan Kur’an ayeti ile alâkalıdır.

            Cuma günleri camide ilk olarak dört rekât olarak kılınan cumanın ilk sünnet namazından sonra hatipler minberde hutbe okurlar. Okunan hutbenin de şartı ikidir. Okunan hutbe iki kısımdan oluşur. Hutbenin birinci kısmı güncel yani toplumu ilgilendiren insani ve ilahi konular üzerine olur. Hutbenin ikinci kısmı ise dua bölümünden oluşur. Dua bölümünde hutbe okuyan insan, hutbenin okunmasını emreden ilahına dua eder. Hutbe de, bu iki şartın yerine getirilmesiyle tamamlanır. İslam’ın ikinci Halifesi Hz. Ömer’in kızı soyundan torunu olan Ömer Bin Abdülaziz Emevi Devleti halifesidir. Emevi devleti halifelerinden olan Ömer Bin Abdülaziz gördüğü lüzum üzerine her zaman olduğu gibi adaletin, iyiliğin, hakkaniyetin, fuhşiyatın, kötülüğün, azgınlığın, yeterince dinlemenin, doğru anlamanın ve yapılacak işin düzgün yapılmasının önemi üzerinde ısrarla durmayı ihtiyaç hissetmiş. Dedesi Hz. Ömer’ül Adil’in adaletiyle hükmetmeyi kendisine prensip edinmiştir. Bu nedenle, adaletin hükmünün öneminden dolayı Cuma günleri okunan hutbenin sonuna adaleti emreden Kur’an’ın Nahl suresinin 90’ıncı ayetinin okunmasını ekletmiştir. Nahl suresinin 90’ıncı ayetinde: “Şüphesiz ki Allah adaleti, ihsanı (iyilik yapmayı) ve yakınlara (Akrabaya, yoksula ve hak sabine hakkını) vermeyi emrediyor. Hayâsızlığı (Fuhşiyatı ve ahlaksızlığı), fenalığı (Kötülük ve çirkin işler) ile azgınlığı (sapıklığı) yasaklıyor. Dinleyin, anlayın ve uygulayın diye öğüt veriyor.” buyuruyor, Allah!

Ömer Bin Abdülaziz istişare ile danışma mevzularına son derece önem veren bir hükümdardır. Yazımızın ana temasını oluşturan ayet-i celile de Allah dokuz konuda üç hüküm bildirmektedir. Allah, dokuz konudan ilk üç konuya uyulması gerektiğini emrediyor. Allah’ın uyulmasını emir buyurduğu bu üç konunun birincisi adalettir. İkincisi, ihsanda (İyilikte) bulunmaktır. Üçüncüsü ise yakınlara (Akrabaya yani hak sahiplerine) haklarını vermeyi emrediyor.  Allah’ın emrini yerine getirmek bir insan için ibadet nitelik ve niceliğindedir. Bu ayette bahsi geçen üç konuya riayet eden Allah indinde ibadet etmiş demektir. Allah’ın emirlerinin her biri birer farz ibadettir. Allah, bu üç konuya uyulmasını toplumsal huzur, sosyal barış, insani ve ilahi hoşgörü için gerekli olduğundan emretmiştir. Bu ayette şu üç konuda Allah tarafından yasaklanıyor. Birincisinde fuhuş ve tüm melanetlikler yasaklanıyor. İkincisinde, tüm fenalık ve çirkinlikler yasaklanıyor. Üçüncüsünde ise tüm azgınlıklar ve sapıklıklar yasaklanıyor.  Allah’ın yasakladığı her eylemi terk etmek de birer ibadet mesabesindedir. Allah’ın yasakladığı her eylem toplumsal huzur, sosyal barış ile insani ve ilahi hoşgörünün gereği içindir. Yine bu ayetin üçüncü bölümünde Allah, ilahi sırlar kapsamında insani ilişkilerdeki başarı ve güvenin sağlıklı gelişimi için öneride bulunuyor. Bu önerilerin başında Allah, dinleyin, anlayıp değerlendirin ve sonra uygulayın buyuruyor.  Allah’ın bu tavsiyelerine isteyen uyar, isteyen uymaz. Allah’ın rahmetine, bereketine, merhametine, nimetlerine ve yardımına ihtiyacı olan uyar. Allah’ın yardımına ihtiyacı olmayan uymaz!

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!