Çoklu Baro tartışmaları oldukça hareketli geçmişti. Avukatlar çoklu Baro’ya karşı çıkarak, yürüyüşler, eylemler gerçekleştirdi.

Ancak TBMM’de çoğunluğu elinde bulunduran AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla yasalaştı.

Ardından İstanbul’da ikinci bir Baro kurma çalışmaları başladı, uzunca süre kurulamadı.

Daha sonra Baro kurmak için gerekli avukat sayısı olan 2 binin biraz üzerine çıkarak ikinci Baro kuruldu, ancak onda da şaibeler olduğu iddia edildi.

 

***

Geçtiğimiz günlerde İç İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelge ile bir takım kısıtlamalar getirilirken Baro’ların genel kurulları da ertelendi.

Oysa bugünlerde Baro’ların genel kurulları yapılıyor olacaktı.

Eskişehir Baro Başkanı ​Av. Mustafa Elagöz, bu duruma oldukça sert bir tepki gösterdi.

Kanunla düzenlenmiş bir konunun genelge ile değiştirilmesi ve bu değişikliğin Baro Genel Kurullarından bir gün önce gönderilmesinin ülkede hukukun ne hale geldiğinin görülmesi için ibretlik bir tablo olduğunu söyledi Elagöz.

 

***

Üstelik, bu hukuksuzluğa seçim güvenliğini sağlamakla görevli Yüksek Seçim Kurulu’nun da ortak olduğunu ileri sürdü.

Yüksek Seçim Kurulu kararlarının ne kadar tartışmalı olduğunu İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde de görmüştük.

Elagöz şu görüşleri savundu.

“Çoklu Baro sistemi ile amaçlarına ulaşamayanlar, Baro seçimlerine bir gün kala Baro Genel Kurullarına ve organ seçimlerine de hukukun askıya alınması yoluyla müdahale etmişlerdir. Artık ülkemizde hukuksuzluk alışılagelmiş bir hal almıştır ve buna dur diyebilecek bir mekanizma da kalmamıştır. Genelgeye ilişkin seçimlerin güvenliğini sağlamakla görevli Yüksek Seçim Kurulu da mesai bitimine dakikalar kala verdiği kararında, Baro Genel Kurullarının ertelenip ertelenmemesi kararını İl Hıfzısıhha Kurullarına bırakarak topu taca atmıştır. Oysa ki; Baro Genel Kurul tarihi kanunla düzenlenmiştir. Erteleme de ancak kanunla yapılabilir. Eğer gerçekten konu toplum sağlığı ve Covid 19 virüsü ise neden aynı YSK kararında, siyasi partilerin kongrelerini yapmasında sakınca olmadığına karar vermiştir. Demek ki; Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid 19 virüsü bizim Türk siyasilerine bulaşmıyor. Virüs dahi bizim siyasilere bulaşmaktan korkar hale gelmişken, bu kararı alanların bu kararı verenlerden korkmadan, bağımsızca hareket etmesini beklemek de mümkün değildir.   Samimiyetten uzak, aklımızla ve hukuk bilgimizle alay edercesine pervasızca yapılan bu uygulamayı ve hukuka aykırı kararı şiddetle reddediyoruz ve kınıyoruz. Unutulmasın ki; Hukuk bir gün bu hukuksuzluğu yapanlara da lazım olacaktır" 

Evet, Baro Başkanının da söylediği gibi bu hukuk bir gün gelir herkese lazım olabilir.