Türkiye büyük bir felaket yaşadı. Bu felaketin boyutları çok daha hafif olabilirdi. İhmaller gün yüzüne çıktıkça bunu daha da iyi anlıyoruz. Yeni yapılan binaların yıkılması denetimlerin iyi yapılmadığını adeta kanıtlar nitelikte. Ailesinin söylediğine göre Milli Voleybolcu Emincan Kocabaş’ın Malatya’da kaldığı otelin ağır hasarlı raporu varmış. Otelin yıkım kararı olduğu halde sporcuların orada kalmasına izin verilmiş. Acılı aile ‘O oteli evlatlarımıza mezar ettiler’ diyor. Acaba yıkılan kaç bina bu şekilde ihmal sonucu insanlara mezar oldu, arkada kaç acılı aile kaldı. Adana’da 18 bina (304 daire), Adıyaman’da 2 bin 349 bina (9 bin 844 daire), Diyarbakır’da 175 bina (653 daire), Gaziantep’te 3 bin 364 bina (5 bin 343 daire), Hatay’da 5 bin 696 bina (23 bin 90 daire), Kahramanmaraş’ta 3 bin 752 bina (15 bin 940 daire) Malatya’da 2 bin 285 bina (8 bin 137 daire) yıkılmış. Toplamda 90 bin 609 acil yıkılacak ağır hasarlı ve yıkık bina belirlenmiş. Bu binalarda da toplam 269 bin 51 konut var. Bu binaların kaç tanesinin daha öncesinden ağır hasarlı raporu vardı. Kaç tanesi yeniydi ve denetim yetersizliği yüzünden yıkıldı. Bunların tek tek belirlenip, sorumlulardan hesap sorulması gerekiyor. İnsan hayatıyla oynamak bu kadar kolay değil!

OKULLARDAKİ SON DURUM NE?

Binalardan bahsetmişken, önceki gün İYİ Parti Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu önemli bir konuyu gündeme getirdi. Kabukcuoğlu’nun 2020 yılında verdiği soru önergesine gelen yanıta göre kentte 64 okul deprem performansı için incelemeye alınmış, 31 okul için yıkım kararı, 14’ü için güçlendirme kararı alınmış, 2 okul ise sağlam çıkmış, 17 okulda tetkikler devam ediyormuş. Bu okullar yıkıldı mı, güçlendirme çalışmaları yapıldı mı? Kalan 17 okuldaki tetkiklerin sonuçları nedir? Kentte 610 okul bulunuyor. Bu okulların tamamında, özellikle son yaşanan felaketten sonra tekrar kontrol gerçekleştirilecek mi? Eğer bu okullar 3 yıldır yıkılmadı ve onarımı gerçekleştirilmediyse, buna rağmen eğitime devam ediliyorsa burada bir ihmal söz konusu değil midir? Kabukcuoğlu her ne kadar bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanıtlaması talebiyle soruyu yönelttiyse de biz de buradan İl Milli Eğitim Müdürümüz Pervin Töre’ye bu soruları yöneltmiş olalım. Belki Sayın Töre, Bakanlıktan daha hızlı bir şekilde bu soruları yanıtlar, biz de sizlerle paylaşır kamuoyunu aydınlatırız.

KIYMETİNİ BİLMİYORUZ

Eğitime girmişken, farklı bir konuya da değinmek geldi içimden. Eğitimin öneminden sürekli bahsediyoruz ama meslek liselerimizin kıymetini de bilmiyoruz. Hatırlar mısınız bilmem. Pandemi ilk ortaya çıktığında bazı fırsatçılar da ortaya çıkmıştı. Dezenfektan fiyatları uçmuştu. O zaman duruma meslek liseleri el atmıştı. Meslek liselerinde dezenfektan üretimi başlatılmıştı. Şimdi de Türkiye büyük bir felaket yaşadı. Deprem bölgesinde birçok ihtiyaç bulunuyor.

köşe foto-6

Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi depremzedelerin yaralarını sarabilmek için soba üretimi gerçekleştiriyor. Bir haftadan kısa bir süre içerisinde 310 adet soba ürettiler. Emekli öğretmeninden öğrencisine kadar herkes seferber oldu. Tuvalet kağıdı ve havlu peçete üretimi de gerçekleştiriyorlar. Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi de çadır üreterek deprem bölgesine gönderiyor. Değerlerini gözümüzün içine soka soka kanıtlıyorlar. Sanayiciler yıllardır eleman bulamıyoruz diye bağırıyor. Zor günlerde değerlerini kanıtlayan bu liselere daha çok önem vermeliyiz. Daha çok meslek lisesi açılmalı. Bu sayede hem gençlerin istihdamına hem de sanayicilerin kalifiye eleman arayışına katkıda bulunulmalı.