Atamızın ebediyete intikalinin 83. Yılında onu özlem ve minnetle anıyoruz.

Bugün Atamız’dan birkaç anıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Mustafa Kemal Atatürk'ün hepimizin hafızalarında yer eden ve ona uzun yıllar hizmet eden Cemal Granda sayesinde öğrendiğimiz anılarından biri de İngiltere Kralı 8. Edward'ın Dolmabahçe sarayında ağırlandığı akşam yemeğinden. Cemal Granda o gece yaşananları şöyle anlatıyor:

"Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a eğilerek 'Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim!' dedi. O an bütün sofradakiler Atatürk'ün zekasına hayran oldular."

***

"Zarafete bakın. Gençlik, güzellik ne güzel şey"

Mustafa Kemal Atatürk, Yalova ziyareti sırasında ilk Müslüman kadın oyunculardan olan Bedia Muvahhit ve oyuncu arkadaşlarıyla tanışmak için onları özel bir geceye davet ediyor. Davete gidecek kadar şık bir elbisesi olmadığı için endişelenen Bedia Muvahhit başta bu daveti kabul etmek istemiyor ancak Atatürk'ün yaverinin ısrarları sonucu geceye katılıyor ve ardından o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Bir büyük salon. Işıklar içinde. Ruşen Eşref'in karısı, Falih Rıfkı'nın karısı, bütün hanımlar tuvaletler içinde. Ben bir yünlü elbiseyle... Kül Kedisi gibi korkarak salona girdim.

Atatürk görür görmez 'Zarafete bakın. Gençlik, güzellik ne güzel şey' dedi. 'Hanımlar, hepiniz ne kadar şıksınız ama bakın Bedia yünlü elbisesiyle ne zarif' dedi. Der demez ben kendime geldim, elmaslar içinde gördüm kendimi."

***

Atatürk’ün Bahçe Mimarı Mevlüt Baysal aralarında geçen bir konuşmayı şöyle aktarıyor:

"Çankaya Köşkü’nün bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağaç Atatürk’ün sürekli geçeceği yolu kapatıyordu. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Atatürk, havuz tarafındaki kısma yaslanarak karşıya geçti. Hemen atıldım:

-“Emrederseniz derhal keselim Paşam.” Bir an yüzüme baktı, ve sonra dedi ki 'Yahu, sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin.' ”