O günden sonra Külkedisi, üzerine gökyüzünün çatısı çökmüş gibi olur. Ağzının tadı kaçar. Hayalleri söner. Külkedisi, Suna Kızı, arkadaşı Köçek Ali’ye kaptırmanın acısıyla her geçen gün bir gül gibi sararıp solar. O günden sonra Külkedisinin dilinden dökülen sözler bir türkü sözü olan şunlar olur.

            “Çarşambayı sel aldı / Bir yar sevdim el aldı

             Keşke sevmez olaydım / Elim koynumda kaldı.”

Kısa bir süre sonra Külkedisi, Suna Kızı, Köçek Alin’in gelin götürdüğünü duyunca bu defa sözlerini değiştirir. Bu kez, yine bir türkü sözü olan şu sözleri söylemeye başlar:

            “Kırat gemini almış da yol mu dayanır

             Nazlı yar gelin olmuş buna can mı dayanır?”

Külkedisi, çok geçmeden yüreğindeki kara sevdadan ötürü amansız bir hastalığa yakalanır. Yakalandığı verem hastalığı kısa bir sürede kendisini ötelerin ötesine alıp götürür. Külkedisinin ölümüne yedi köy çok üzülür. Külkedisinin son yolculuğunda yedi köy birlikte insani görevlerini yaparlar. Külkedisini ebedi yolculuğuna uğurlarlar. Külkedisi öldüğünde, annesi onun cüzdanında bir kâğıt bulur. Kâğıtta bir şeylerin yazdığını görür. Annesi Döne Kadın, okuma yazma bilmediği için yazılanlardan bir şey anlamaz. Külkedisinin cüzdanından çıkan notu büyük oğlu Vicdani’ye gösterir. Kâğıdı okuyan Vicdani, annesine dedi:

-Anne, ne yazıyor bu kâğıtta biliyor musun?

Anne Döne Kadın dedi:

-Oğul, nereden bileyim? Haydi, oku bakayım da öğreneyim.

Vicdani, ağlayarak dedi:

-Anne, İsmet yazdığı bu notta “Beni, çektiğim kara sevda değil, arkadaşım Köçeğin attığı dost kazığı öldürüyor! Ömrüm son buluyor. Ben de, her ölen gibi Allah’a dönüyorum!” yazıyor.  Yazıyı da: “Kur’an’ın Ankebut suresinde: “…Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir. Bu dünya hayatı bir eğlence ve bir oyundan ibarettir. Esas hayat, gerçek yurt olan son yurttadır. Her canlı ölümü tadacaktır. Sonra döndürülüp bize getirileceksiniz?” buyuruyor, şeklinde tamamlıyor.

 Döne Kadın, bir süre baygınlık geçirdi. Döne Kadın, kendine geldiğinde ağlayarak dedi:

-Olmayacak duaya âmin demenin sonu bu dur. Attığın adımın nereye varacağını, söylediğin sözün nereye gideceğini, gözlerinin gördüğünü, kulaklarının duyduğunu ve her canının çektiğini aklınla değerlendirmedin mi, sonun böyle olur. Oğlum Vicdani, Allah, Külkedisinin alın yazısını da böyle yazmış.

Vicdani, öfke ve üzüntü karışık bir ses tonuyla dedi:

-Ulan kalleş Köçek, unutma atığın bu kazığın bizde açtığı yaranın büyüklüğünü. İntikamım çok acı olacak. Değirmencinin o kaltak kızı ile seni Leyla ile Mecnun gibi çöllerde diyar diyar dolaştırmazsam bana da yazıklar olsun! Göreceksiniz, ben de sizin Azrail’iniz olacağım!

Oğlu Vicdani’den kendinden büyük lafları duyan Döne Kadın, Vicdani’ye dedi:

-Oğlum! Kendine gel. İntikam dediğin şey nedir, bilir misin? İnsanın intikamı olmaz. Ancak Allah’ın intikamı olur. Her insan bu dünyada Allah’ın kendisine çizdiği kaderdeki rolünü oynar. Dünyadaki rolünü oynayan insan, başına gelen kazayı yaşar. İnsanın başına gelen iyilikler de, kötülükler de kendi aklıyla yaşadıklarından gelir. Allah, insana akıl gibi bulunmaz bir nimet vermiş. Aklını kullanan muradına erer. Aklını kullanmayan çilesini çeker. Bırak oğlum, o soysuz Köçeğin peşini. Allah büyüktür. Başkasına kazık atan bir gün yiyeceği kazığı unutmasın! Attıkları madikler olmasa toplumsal huzur bozulur mu? Kötülükler olur mu? Sosyal denge dağılır mı? Huzur için barış içerisinde yaşamak lazım!

Geçmiş bayramınız kutlu olsun! Nice bayramlara erişmek dileğiyle

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!