Ülkemizin en yaşanabilir, en güvenilir kentlerinden olan Eskişehir’e ne olduysa son bir aydır nazar değdi.

Bir biri ardına kadın cinayetleri işleniyor.

Şüpheli kadın ölümleri var.

Gencecik, pırıl pırıl kadınlar erkek şiddetinin kurbanı oluyorlar.

Daha önceleri genç kızların, kadınların gece saatlerinde bile rahatça gezebildikleri Eskişehir sokakları artık güvenilmez bir hal alıyor.


***


Son günlerde işlenin cinayetler, gece saatlerinde işlenen asayiş olayları özellikle gençleri endişeye sürüklüyor.

Havanın kararmasıyla beraber özellikle ara sokaklarda bir güvenlik sorunu oluştuğuna vurgu yapan üniversite öğrencileri yaşadıkları bölgelerden örnekler vererek kaygılarını ifade ettiler.

Kentin dışarıdan nezih bir imaj verdiğini, fakat işin aslının böyle olmadığını ifade eden gençler, şahit oldukları veya duydukları olayları anlattılar. Şehirde günden güne artan adli olay sayılarında da bir artış yaşandığına da dikkat çeken üniversiteliler hukuki yaptırımların daha da caydırıcı olmasını talep ettiler.


***


“Kentte uyuşturucu vakalarının yaşandığını duyuyoruz ve bunlardan ister istemez etkileniyoruz. Ben açıkçası kız arkadaşımın sokaktan tek başına geçmesine elimden geldiğince müsaade etmiyorum çünkü kaygılanıyorum.”

“Şehrimiz giderek daha tehlikeli bir boyut aldı. Özellikle gece dışarı çıktığımda takip ve taciz olaylarıyla karşılaşıyorum. Arkadaşlarımın da bu tarz olaylara maruz kaldığına şahit oldum. Açıkçası ailem ve kendi adıma bu durum beni hayli tedirgin ediyor. Bir farkındalık oluşturulup hukuki yaptırım ve cezaların daha da caydırıcı olmasını talep ediyorum. Bunları yapan insanlar toplum içerisinde utandırılmalı ve halk sessiz kalmamalıdır.”

“Eskiden bu şehir çok daha güvenliydi. Ara sokakların olup olmadığın kimse için fark etmiyordu. Fakat son birkaç yıldır güvensizlik duygusunu çok fazla hissediyorum. Birkaç sokak ilerimizde sigara için yol kesildiğini ve birinin bıçaklandığını biliyorum. Gece saatlerinde uyuşturucu içip sokaklarda gezenlerin var olduğuna şahit oluyoruz. O yüzden kendimi güvende hissedemiyorum.”


***


Yukarıdaki görüşler kentimizde öğrenim gören gençlere ait.

Görüldüğü gibi kız olsun, erkek olsun öğrenciler endişeli.

Burada Emniyetimize ve yargımıza görev düşüyor.

Gençlerin istedikleri meydana gelen olaylarda faillerin hemen yakalanması ve gereken cezalara çarptırılması.

Emniyet bu konuda görevini yapıyor, failler en kısa sürede yakalanıyorlar.


***


En son canımızı yakan olay da 25 yaşındaki Tuğçe Can’ın katledilmesiydi.

Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu üyesi bir grup kadın bir araya gelerek, Tuğçe’nin öldürüldüğü binanın önünde eylem yaptı.

Grup gerçekleştirdiği eyleminde öldürülen Tuğçe Can’ı, 17 Aralık’ta öldürülen Ayşenur Çolakoğlu’nu ve 20 Haziran’da ikinci kattan aşağı düşerek ölen Zerin Kılınç’ı andı. Platform üyesi kadınlar, Tuğçe Can’ın öldürüldüğü binanın kapısını karanfiller ile donatarak eylemlerini sona erdirdi.

Cinayetler büyük bir çoğunlukla kadınların en yakınlarından kaynaklanıyor.


***


Son cinayet üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de yaptığı paylaşımda üzüntülerini dile getirirken İstanbul Sözleşmesi’ne de dikkat çekti.

Kadınlar da buna dikkat çekiyor ve kendilerini koruduğuna inandıkları İstanbul Sözleşmesi’ni geri istiyorlar.