Tanışma olmadan anlaşma, kaynaşma, dayanışma olmaz. Hele dostluklar hiç kurulmaz! Tanışmanın evrelerine bakıldığında toplumsal sorunlarından birisi de dostluk kültüründeki zafiyet. Dostluk kültürünün marazi olduğu toplumlarda sevgiden, saygıdan, merhametten, hakkaniyetten, vefadan, güvenden, hoşgörüden söz edilebilir mi?  Bu özelliklerden yoksun toplumların paylaşım ve hakkaniyet duyguları da zayıftır. Her şeyden öte kültürel zenginliği olmayan toplumlar sanat, edebiyat, düşünce, bilim bağlamında tarihi derinliği olmayan toplumlardır.

28 OCAK 2024 Günü Eskişehir’den Haber, Defne Yayıncılık ve Köprübaşı Edebiyat Dergisi’nce ortak düzenlenen etkinlikle elliyi aşkın yazar, şair Eskişehir Öğretmen Evinde dostluk adına sabah kahvaltısında bir araya geldi.  Samimiyet ve dostluk kültüründen örnekler sergilendi. Tanık olduğum süreçte her birinin kendisini sosyal, kültürel değerler manzumesinde iyi yetiştirdiği ya da yetiştirildiğini müşahede ettim. Bu buluşmada Eskişehir’den Haber’in yazarlarından on beş yıllık dostum Hüseyin Turhan’ın ağırlığını zikretmemek haksızlık olur. Tek üzüntüm, Mustafa Çobanoğlu’nun orada olmayışı idi…

Tanışmak sözcüğü dile geldiğinde Yunus Emre’nin: “Gelin tanış olalım. İşi kolay kılalım. Sevelim sevilelim.  Bu dünya kimseye kalmaz.” dizeleri akla geliveriyor. Belli ki, o dönemde de insani ilişkilerden tanışmak, kaynaşmak, dayanışmakla ilgili sıkıntılar yaşanmış. Yaşanmış ki, Yunus Emre içinde bulunduğu toplumun ahvalini bu dizelerle dile getirmiş. Sanatsız, edebiyatsız, kültürsüz, bilimsiz toplumların medeniyet inşa etmeleri mümkün mü? Yazar ve şairler yaşadıkları toplumların gözü, kulağı, aklı, fikri ve dahası toplumları ileriye taşıyan ilkeli yetenekleridir. Diğer bir ifade ile yazar ve şairler toplumların toplumsal akıllarıdır. Onlar, toplumları adına yarınları öngörüyle okuyup gelişecek hadiselede katma değer üretip toplum yararına servis eden değerlerdir. Onlar halkına hakkı anlatan, tanıtan değerlerdir.

Yazarlar, şairler gibi düşünür aydınları olmayan toplumlar çökmeye mahkûmdur. Bir zamanlar askeri güç olarak dünya coğrafyasını çiğneyip geçen Moğollar yazarları, şairleri gibi düşünce aydınları olmayınca devletleşemedi. Sözünü ettiğim yazar ve şairlerin her biri kendi alanında ferasetli, liyakatli, ilkeli sanat erbabı insanlar.   Yazar veya şair eğitsel nitelde insan aklına, ruhuna hitapla geçmişten yaşadığı güne yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayları birer ders olarak kamuoyuna kazandırmaktır. Yazarlar, şairler düşünce dünyasında üretip toplumu istikbal ve istiklale aklıselimle hazırlayan şahsiyetlerdir.

O yazar ve şairlerin olgulara evrensel bakışlı ahlaki tavırları dikkat çekici idi. Dikkatten kaçmayan diğer bir hususta hiçbir kisveye sığınmadan doğal kişilik sergilemeleriydi. Bu durumun yapmacıktan, riyadan uzak olması insanlık adına ümit verici bir kazanım denebilir. Ülkelerinin ali menfaatleri, ulusal çıkarları söz konusu olduğunda volkanik dağlar, çağlayanlar gibi tavırlı olmaları kendilerine pozitif manada artı değer kazandırdığı gözden kaçmıyordu. Kim, kimi ne kadar tanırsa tanısın aradaki hududu ihlal etmemeli. Her insanın kendi benliğinden başka bir beni olduğu unutulmasın.

Sanat, edebiyat, kültür, bilim fukaralığı yaşayan toplumların kalkınması ne mümkün? Bir toplumun kalkınma hamlesi öncelikle sanat, edebiyat, bilimsel, kültürel değerlerin açılım ve gelişimiyle oluşur. Bugünkü dünya yaşamına yön veren Batılı toplumlar kalkınma açılım ve gelişimlerini öncelikle sanat, edebiyat, kültürel, bilimsel değerlerine aktivite kazandırmakla başladılar.  Batılının bu kalkınma hamlesine toplumların gıpta ile baktığı aşikâr değil mi?

Ahmet Hoca’dan söz etmemek nakıs olur. Ahmet Urfalı, latif üslubu ile yaptığı sunuculukla güne renk katanlardandı. O gün orada sazlı, sözlü müstesna bir an yaşandı. Tanışmanın evveli selam, devamı kelam olmadan olur mu? Ama kelamdan kelama fark olduğu malum… Yunus Emre’nin şu dizeleriyle de: “Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı / Söz ola ağılı aşı, bal ede bir söz.” sözün müspet, menfi etkisini dile getirdiği unutulmasın.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın!  Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ - 03 ŞUBAT 2024 / Milli irade