“Rum liderliği ‘Kıbrıslılık’ iddiasındadır. Dünyaya bağımsızlığını kazanmış bir ‘Kıbrıs milleti’ varmış gibi gösteriyorlar. Türk halkı, bu Kıbrıs milletinin içinde bir azınlıkmış(!)”. 1980

 

                                                                                      Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

         Yunanistan’ın çiçeği burnundan düşmemiş olan Başbakanı Bay Kyriakos Mitçotakis,’de geleneği bozmayarak ilk ziyaretini Ada’nın Güneyine gerçekleştirdi. Görüşmelerinde Türkiye’nin bölgede yapmakta olduğu sondaj konusunu birincil konu olarak ele aldıklarını açıkladı. Bay Mitçotakis Rum Yönetimi’nin konuya ilişkin olarak Yunanistan ile AB’nin desteğine gereksinim duyduğunu belirtiyor. Karşılıklı anlayışla birlikte hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türk’lerinin uluslararası hukuktan gelen haklarını yaptığı açıklaması ile görmezden geliyor.

Bay yavru Mitçotakis, Anastasiyadis ile yaptığı görüşme sonrasında ağzından adeta bal damlarcasına konuşuyor. “Tamamen çağ dışı olan garantiler kaldırılmadan ve işgal askerleri adadan çekilmeden Kıbrıs sorununun çözümünün söz konusu olmadığı” bildik görüşlerini yineliyordu. Türkiye’nin yapmakta olduğu çalışmalar onlara göre yasa dışıdır. Bunu engellemek için de AB ile Yunanistan’ın mendil büyüklüğündeki ülkenin yanında olması gerektiğini söylüyor. Yunanistan’daki hükümet değişikliği, “patatesin yahnisi gitti geldi aynısı” söylemini çağrıştırıyor.

Kıbrıs’ta başlatılacak avara kasnağa dönüştürülmüş müzakere sürecinin başlayabilmesi için Bay Mitçotakis “yeni karşılıklı bir anlayış çerçevesi çıkabilmesi konusunda kuşkulu bir iyimserlik olduğunu” belirtiyor. “Amacının Türk – Yunan ilişkilerinde cesur ve yeni bir başlangıç bulmak için yollar bulmak olduğunu ancak bunun için zaman ve güvene gereksinim inşası gerekiyor” diye ekliyor.

Türkiye’ye saldırarak tehdit ederek yola çıkanlarla hangi güvenin nasıl sağlanacağı ayrıca değerlendirilmelidir. Yasa dışılıktan söz eden kişi öncelikle adı geçen küçük ülkenin yaptığı hukuksuzluğa bakmalıdır. Dinime küfreden bari Müslüman olsa diye bu günlere gelineceği bilinerek söylenmiş olabilir mi diye düşünüyoruz.

Yasa dışı faaliyetlerini pekiştirmek peşinde koşan Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı Bay Nikos Dandias’ın burnundaki çiçeği ile İsrail’e yaptığı ziyaretle yapılmış olan çalışmaları pekiştirmeyi amaçladığını kaydetmek istiyoruz. Bunları yeterli görmemiş olacak ki Bay Dandias, İsrail Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla “Türkiye’ye Kıbrıs’ın egemenlik haklarını ihlal etmesinin kabul edilemez olduğu yönünde açık bir mesaj gönderilmesi gerektiği Jerusalem Post gazetesinde yer almıştır.

Böyle bir yapı içinde Bay Dandias’ın, ülkesinde ağırladığı Mısır Dışişleri Bakanı Bay Sami Şükrü ise bölgede yaşanan olayları kışkırtıcı olarak tanımlıyor. Bu tanımı yaparken Türkiye’yi kastettiğini satır aralarında söylüyor. Bugüne dek yaptıkları çalışmaların kurdukları ittifakları pekiştirmek adına olduğu biliniyor.

Sürekli olarak Türkiye’yi uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekle suçlayanlar Fransız Total ile İtalyan Eni şirketlerinin %50’şer hisse sahibi olarak oluşturdukları ortaklığa Bakanlar Kurulu kararı ile 7. parselde çalışmaları için lisans verdiler. Bununla yetinmeyenler adı geçen ortaklığa 2 – 3 – 9 ila 8. parselde araştırma yapmaları için izin verdiklerini Enerji Bakanları Bay Lakkotrypis aracılığıyla açıklıyorlar. 

Diğer yandan Filelefteros gazetesi Türkiye’nin Güney Kıbrıs’taki tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içindeki 5 – 6 – 7 – 10 – 11 – 12 parsellerin Türk yetki alanlarındaki bölgeler olarak nitelendirdiğini yazdıktan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bunu ihlal ettiğini savunuyor. Gazete bölgenin 7 bin 500 kilometre kare olduğunu ve 12. parsel noktasına kadar dayandığını yazıyor.

Maraş konusunun yürütülmeye çalışılan müzakerelerde önkoşul olarak ortalıklara çıkarılması anlaşılır olmanın ötesindedir. Aynı zamanda Matematik bilimine de aykırıdır. Armutlarla elmaların toplanması olası olursa Maraş konusu ile müzakere süreci Matematik Bilimi için yeni model üretmiş olacaktır. Bizden uyarması…

Yaşananlardan sonra Türkiye’nin bölgedeki dik duruşunu göstererek daha fazla ödün vermeden hakları için ısrarlı olması gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…