Değerli okurlarım! Bir denemede iki farklı konu işleyeceğim. İkisi de, insanlık suçuyla alâkalı. İkisi de, insan haklarına saldırıyla ilgili. İnsanın yaşam hakkını tehdit...İnsanın can, mal, akıl, inanç, namus vb. değerlerini hiçe saymak… İnsani değerleri çiğneyip geçmek...  İnsanı ölüme mahkûm… İnsanın zoraki veya hileli istiklal ve istiklalini abluka…  İster hile, isterse cebri olsun insan hayatına saldırı insan hakkına tecavüz değil de nedir? Suç ve ceza! Cezalar, suçları engelleyip hakları korumak içindir. Neyse, iki mevzuyu kıyası okuyucuya bırakalım.

Son savaş, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı... Rusya saldırıyor. Ukrayna savunuyor. Savaşların tahribatlarını tasvir de, izah da yürek dağlayıcı. Hele savaş halini yaşamak, hepsinden de acı… Neticede, günümüz teknolojik yapısıyla her şey ayan beyan ortaya dökülüyor. “Saç dökülüyor, kel görünüyor.” tabiri caizse... İnsan hakkı, evrensel haktır. Hak ihlalinde, mağrurların mağdurları olur. Mağdurun güvencesi adalettir. Mağrurun gücü, kötülüktür. Yazının iki konusundan birincisi savaşlar…Savaşlar da, çeşit çeşittir. 

Savaşlar deyince akla önce ateşli veya kimyasal silahla imha gelir. İktisadi veya kültürel muhasara ile buhran da bir savaş türüdür.  Diğer konu, üreticinin hile ve tağşişle tüketiciyi aldatması… Çıkar amaçlı sincice başkasının sağlık ve mal varlığını telefe maruz bırakmak. Güveni kötüye kullanmak…Bazılarınca ilkel insanlar diye vasıflandırılan toplumlar asırlar önce ölçüyü, tartıyı, standardı boşuna mı ticaretin merkezine oturtmuşlar. Bu değerleri hilekârlık ve sahtekârlığın önüne geçmek için değil de ne için uygulamaya koymuşlar? Alım-satımlarda insanlar aldatılıp zarar görmesinler, demişler.

Zoraki, hileli veya tağşişle insan hakkına tecavüz de neyin nesi? Gıda teknik ve ticaretine aykırı işlemler…TDK lügatine göre   “Tağşiş” katmak ve karıştırmak anlamında kullanılmakta. Örneğin hile amaçlı manda sütüne inek sütü, et ürünlerinde sığır etine domuz eti, zeytinyağına diğer bitkisel yağlar ve bazı gıdalara kimyasallar katmak gibi… Niyet bozuksa işlemde bozuk olur. Başkasının zararından kâr sağlamanın niyeti halis olur mu? İki konun da vukuatları yakın tarihli… Ne yazık ki, insan hafızası zayıf... Kısa sürede çok şeyleri unutuveriyor.

İnsanlar kandırılmaya, dolandırılmaya kalkışılıyorsa bir şeylerde eksiklik var, demektir. Bu eksikliğe ister ahlak, ister eğitim, isterse kontrol eksikliği deyin. Tüketici de, kandırılmaya müsaitse “Yandı keten helvası” demektir. 01 Mart 2022 Günü Tarım ve Orman Bakanlığı, 371 firmanın 553 üründe hile, taklit ve tağşiş yaptığını ifşa etti. Alkolsüz içecekler…Süt ve süt ürünleri… Et ve et ürünleri… Bitkisel yağlar ve bal gibi pek çok üründe hilenin yapıldığı kamuoyuna duyuruldu. Diğer bir ifade ile efkârı umumiye ilan edildi. Duyurular çok sesli olmalı. Bu mabeyinle duyuruların yaygın, etkin ve tekraren yapılması daha caydırıcı olacaktır. Bu tür mücadelelerde en caydırıcı güç tüketici duyarlılığıdır.

Maliyeti düşürmek, kârı yükseltmek için hileye başvurup tüketiciyi yanıltmanın hukuki durumunu tespit elbet uzmanlık işi.  Daha çok kazanç düşüncesiyle gıdayı sağlıksız arzadi suç mu yoksa yüz kızartıcı suç mu olduğuna karar vermek hukukun işi…Ne olursa olsun, insan sağlığı ile mal varlığını korumak için daha etkin mücadele gerekmez mi? Zor kullanımı ya da hileli davranışlar toplumsal güveni sarsar. Huzur ve barış ortamını bozar. Bu tür menfi haller insanlık tarihi kadar eski. Eski ama olumlu yönde değil de kötülükten istifade maksatlı örnek alımları gün geçtikçe artıyor. Maalesef bu hâlleri hünermiş gibi karşılamak daha vahi mi... Caydırıcılık bağlamında ders çıkarıp ibret alanlar elbet vardır. Caydırıcılık kontrol, kontrol ve daim kontrolle olur. Asıl olan kontrolü elden bırakmamaktır.

İnsan, âlemlerin en değerli varlığıdır. Herkes kendi değerini kendisi korur ya da heder eder. Nasıl mı? İnsanlar, birbirlerine birer emanettir. Canıyla, aklıyla, malıyla, ırzıyla ve inancıyla biri diğerine emanettir. Allah, indinde emanete ihanet en büyük suçtur. İnsana kontrol şarttır. Rab, insanı kontrol altında tutuyor. Yarattığı kulunu başıboş bırakmadığını Kur’an’ın Kıyamet suresi ayet 36’da: “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.” buyuruyor.  Ahzap suresi ayet 72’de de, Allah: “…Çünkü insan zalim ve cahildir.” diye, bildiriliyor. Bu ayette emanetin önemine de dikkat çekiliyor. İlahi bildiriye göre emanetin öneminden dağlar, taşlar onu üstlenmekten çekindiler. Ama emaneti insan üstlendi. Allah’a evvel emirde söz verdi. Allah’ta, emaneti üstlenen insanın sorumluluğunu faaliyet alanlarında yerine getirip getirmediğinin kontrol ediyor.

İnsanın omuzlarına dikilmiş görevli iki melek, 7/24 saat kişinin iyi ya da kötü halinin kaydını tutarlar. Bu durumda insanı iyiliğe teşvik ve kötülükten men var. Adaletin kısa izahı, herkesin müstahakkına kavuşmasıdır. Eskiler: “İşine hile katanlar saman alevi gibi parlayıp kısa zamanda sönüp gittiler. Kul ya da kamu hakkına tenezzül edenler bu dünyada bile bedelini ağır öderler. Akıbetleri ise Allah-u âlem! Etme bulma dünyası” diye boşa dememişler. Bu kadar derin sözü ancak canı yanan bir mağdur söylemiş olabilir. Nahl suresi 45’de Allah: “O kötülükleri yapmak için tuzak kuranlar, Allah’ın kendilerini yere geçirmesinden, bilmedikleri yönlerden kendilerine azap gelmesinden emin mi oldular?” buyuruyor. Başkalarına tuzak kuranlar. Allah’ın kendilerine kuracağı tuzağı unutmasınlar.

Ticaretini geliştirmek, zenginleştirmek isteyen markaya değer verir. Ticari kişiliğine leke bulaştırmaz. Marka satmak ticaretin can damarıdır. Markalaşmak ilke ister. Sistem ister. Dürüstlük ister. Kurumsal karakter ister. Müteaffinin suresi ayet 1’de: “Ölçü ve tartıda hile yapanların vay hâline!” Marka, hile götürmez. Marka ticari kişilik ister. Marka, kimliktir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça aklın!

Yunus Emre GÜLLÜ - 10 MART 2022 / Milli irade