Her doğan ve batan güneş bir bayram muştusudur. Her yeni gelen Ramazan ayı bir bayram muştusudur. İnsanlık yaşamından her geçip giden Ramazan ayı bir bayram muştusudur.

Her yıl gelen Ramazan ayı orucu bir bayram müjdesidir. Her tutulan oruç bir bayram müjdesidir. Her oruç başlangıç ve sonu bir bayram müjdesidir.

Her sahur vakti bir bayram habercisidir. Her iftar vakti bir bayramın habercisidir.

                Bayram günleri toplumsal huzur, toplumsal barış, toplumsal uzlaşı ve toplumsal ahenk olarak insanlığa ilahi bir armağandır. Bayram günleri toplumsal kaynaşma, toplumsal dayanışma, dostluk ve kardeşlik için Allah’ın insanlığa ikram günleridir. İnsani ve ilahi ilişkilerin sergiye çıkarıldığı günlerdir.

Bayram günleri insan yaşamında istisna günlerdir. Bayram günleri, Allah’ın insanlığa hediye ettiği müstesna günlerdir. Bayram günleri, ziyaret günleridir. Bayram günleri kin, kibir, gurur, enaniyet, kapris, intikam ve düşmanlığın yok edildiği kutlu günlerdir. Kutlu günler insanlığı birlik, beraberlik, barış ve mutluluğa davet günleridir.

                Allah, şartları elverişli inanan insanlara koşulları dâhilinde yılın 358 günü oruç tutmayı serbest ettiği hâlde bayram günlerinden olan yılın yedi gününde insanlara oruç tutmayı yasaklamıştır.

Bayram günleri, insanların birlik ve beraberlik içerisinde yiyip içmeleri ve aralarındaki insani bağların gelişmesi için Allah’ın lütuf günleridir. Bayram günleri, kötülüklerin unutulduğu erdemliklerin öne çıkarıldığı feyizli ve bereketli mübarek günlerdir.

                Bu noktaya kadar bayramın ilahi ve insani boyutunu birlikte ele almaya çalıştım. Bu noktadan sonra yazımın içeriğini insani ilişkileri ele alarak sürdürmek istiyorum.

                Gerek bayram günlerinin ve gerekse diğer dini değerlerin zamanı, ölçüsü, kural ve kaidelerine diyecek hiçbir sözüm yoktur. Olması da mümkün değildir. Dini değerlerde Allah ne buyurmuş ve peygamberi de neyi uygulama safhasına koymuşsa doğru olan odur. Allah’ın gösterdiği ve peygamberin tasdik ettiği bir doğruyu eğri gören bir göz hangi doğruyu nasıl görsün?

                Bayram günlerine biraz da günümüz insani koşullarından bakıldığında aile, kardeş ve dost bayramlaşmaların zorlaştığı görülmektedir.

Eskiden evlilikler, dar bölgelerde gerçekleştirildiği için aileler arası bayramlaşmalar daha kolay ve olumlu gerçekleştiriliyordu. İş alanları yakın sahalarda olduğundan iş şartları da bayramlaşmalara elverişli durumda idi.

                Bayram günlerini günümüz koşullarında ele aldığımızda bayramlaşmaların zorlaştığı görülmektedir. Bayram ziyaretlerinin yetersizliği bazı ailelerde kırgınlık ve dargınlıklara yol açtığı geniş kitlelerce bilinmektedir.

Günümüzde evlilikler ulusal düzeyden öte uluslararası boyutlara açılmıştır. Çalışma olanakları yurdun uzak köşelerinde olabildiği gibi yurt dışına kadar da taştığı malumdur.

İş ve evlilik imkânları göz önünde bulundurularak bayramlarda tatil günlerinin makul düzeylere çekilmesi elzemdir. Tatil günlerinin bayram öncesi ve sonrası biçiminde dengelenmesi hem kamu yararına ve hem de sosyoekonomik yapı olarak pek çok katkı sağlayacağı gerçeği göz ardı edilemez. Bayram tatillerinin yeterli ölçüde olması trafik yoğunluğunun azalmasına neden olacağı gibi trafik canavarı da azaltılacaktır. Ulaşım rahatlayacaktır.

Uzun yıllardır hükümet yetkilileri “İdari izin” şeklindeki izinle bayram süresi tatili darlığını aşmaya çalışmaktadır. İdari izin şeklindeki açılımlar toplumun ihtiyaç ve beklentilerini tam karşılamamaktadır.

Toplumda büyük çoğunluk işyeri uzaklıkları,  ulaşım koşulları, farklı yer evlilikleri vb. nedenlerden ötürü bayram günlerinde mustarip olmaktadır.     

                Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli ve bayramınız kutlu olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!