Ziyarette İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Murat Küçükali, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, programa katılmak üzere farklı ilden gelen öğrenciler ve öğretmenleri yer aldı.

Ziyaret programında selamlama konuşması yapan İl Milli Eğitim Müdürümüz Murat Küçükali, kamp alanının 1 ay gibi çok kısa sürede tamamlanarak hazır hale getirildiğini belirterek; "Maziden Atiye programlarımız, "maziden bir ses olup atiye nefes olan" bir programdır. Maarif modelimizin temeli olan "köklerden geleceğe" anlayışının da tamamlayıcısı niteliğindedir.

Amacımız; siz sevgili gençlerimizi, Türkiye vizyonuna ve misyonuna uygun şekilde, şuurlu, bilinçli, bilgili ve ülkülü bireyler olarak yetiştirip Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmenizi sağlamaktır.

Bu hedef doğrultusunda bakanlığımız ve devletimiz her türlü gayreti göstermektedir. Bu kamp da bu çabanın bir parçasıdır" şeklinde konuştu.

Ardından kürsüye gelen Milli Eğitim Bakan Yardımcımız Sayın Nazif Yılmaz konuşmasına teşekkürlerle başladı " Öncelikle, Anadolu'ya açılan ilk kapımız olan Ahlat, 1018 yılında Çağrı Bey'in akıncılarıyla tanışmış, 1041 yılında fethedilmiş ve 1071'e kadar üç kez Bizans saldırılarını püskürtmüştür. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde öğrencilerimiz için eğitim programları düzenlenmesi talimatını bizzat veren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı arz etmek istiyorum.

İkinci olarak, Sayın Bakanımız Yusuf Tekin hocamız, bu süreci büyük bir hassasiyetle takip etmiş, bizleri görevlendirerek "Maziden Atiye" projesi kapsamında gençlerimizin bu eğitim programlarına katılımını emir buyurmuştur. Bu vesileyle kendilerine de teşekkürlerimi sunuyorum.

Üçüncü olarak, Diyarbakır... İl Müdürümüz az önce ifade etti, çok değil sadece bir ay önce, Sayın Cumhurbaşkanımızın Ahlat'taki çalışmasından ilham alarak bir proje fikri geliştirdik. Zira orada şimdiye kadar 65 ilden gelen 1600 öğrencimiz, tıpkı sizler gibi birer haftalık kamplara katıldılar. Hem tarihî ve kültürel mekânları gezdiler hem de eğitim programlarına dâhil oldular.

Biz de bu modeli nasıl genişletebiliriz diye düşündük. Diyarbakır'a geldiğimizde İl Müdürümüz bize bu mekândan bahsetti. Konuyu Sayın Valimize arz ettiğimizde kendisi, "Ben bizzat ilgileneceğim, süreci takip edeceğim. Yeter ki siz bu programı hem Diyarbakır'daki hem de çevre illerden gelen gençlerimize yapın." diyerek yüksek düzeyde bir sahiplenme gösterdi.

Bu vesileyle huzurlarınızda Sayın Valimize gönülden teşekkür ediyorum. Bu mekân bugünkü hâline kolay gelmedi. Arkadaşlarımız büyük gayret gösterdi. Bugün burada, bir haftalık çok kıymetli bir eğitim çalışması içindeyiz" şeklinde konuşan Bakan Yardımcısı Yılmaz program içeriğiyle ilgili olarak "Sizler burada "Maziden Atiye" kamp programına dâhilsiniz. Bu haftaki temamız, "Ahlat - Türkistan'dan Anadolu'ya Fetih Ruhu" üst başlığıyla şekillendi. Diyarbakır ayağında ise "Diyarbakır'dan Kudüs'e Selahaddin Eyyubi'nin İzinde" temasıyla programımız zenginleştirildi.

Aynı vizyonla, bu hafta Edirne'de de bir kamp programımız başladı. Pazartesi günü Sayın Edirne Valimiz Yunus Sezer ile birlikteydik. Orada da "Anadolu'dan Balkanlara Kültür ve Medeniyet Bilinci" başlığıyla çalışmalar yapılıyor.

Önümüzdeki hafta inşallah Amasya'da, "Şehzadeler Şehri ve Amasya Kongresi" ile "Gelenekten Geleceğe: Sanat ve İnsan" temasıyla bir programımız olacak. Bir de Çanakkale için hazırlıklarımız sürüyor. Orada da "Çanakkale'den 15 Temmuz'a: Bağımsızlık Mücadelesi ve Şehadet Bilinci" temasıyla bir program planlıyoruz.

Sadece bu şehirlerin adını anmak bile insanda bir heyecan uyandırıyor. Ne mutlu sizlere ki, bu kıymetli projenin Diyarbakır'daki ilk grubunda yer alıyorsunuz. Bu sizin için hayat boyu hatırlayacağınız önemli bir anı olacak" dedi.

Maziden Atiye Diyarbakır programıyla ilgili olarak "Sizler burada "Maziden Atiye" kamp programına dâhilsiniz. Bu haftaki temamız, "Ahlat - Türkistan'dan Anadolu'ya Fetih Ruhu" üst başlığıyla şekillendi. Diyarbakır ayağında ise "Diyarbakır'dan Kudüs'e Selahaddin Eyyubi'nin İzinde" temasıyla programımız zenginleştirildi.

Aynı vizyonla, bu hafta Edirne'de de bir kamp programımız başladı. Pazartesi günü Sayın Edirne Valimiz Yunus Sezer ile birlikteydik. Orada da "Anadolu'dan Balkanlara Kültür ve Medeniyet Bilinci" başlığıyla çalışmalar yapılıyor.

Önümüzdeki hafta inşallah Amasya'da, "Şehzadeler Şehri ve Amasya Kongresi" ile "Gelenekten Geleceğe: Sanat ve İnsan" temasıyla bir programımız olacak. Bir de Çanakkale için hazırlıklarımız sürüyor. Orada da "Çanakkale'den 15 Temmuz'a: Bağımsızlık Mücadelesi ve Şehadet Bilinci" temasıyla bir program planlıyoruz.

Sadece bu şehirlerin adını anmak bile insanda bir heyecan uyandırıyor. Ne mutlu sizlere ki, bu kıymetli projenin Diyarbakır'daki ilk grubunda yer alıyorsunuz. Bu sizin için hayat boyu hatırlayacağınız önemli bir anı olacak" şeklinde konuştu.

Daha sonra katılımcılara hitap eden Valimiz Sayın Murat Zorluoğlu, ilimiz Diyarbakır'ın tarihi ve kültürüyle ilgili olarak "Elbette Diyarbakır herhangi bir şehir değildir. Az önce kıymetli Bakan Yardımcımız programın Ahlat'tan başladığını ve Diyarbakır'da devam ettiğini ifade etti. Bu şehir, kesinlikle tesadüfen seçilmiş bir yer değildir. Diyarbakır, kadim bir şehirdir sevgili gençler. Milattan önce 10.000–10.500'lü yıllara kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir.

Körtiktepe ve Çayönü'nde yapılan arkeolojik kazılar, burada insan yerleşiminin yaklaşık 12.500 yıl öncesine kadar uzandığını göstermektedir. Bu bölgede ilk yerleşik hayatın izlerine, ilk buğday ve arpa üretimine, insanların hayvanları evcilleştirmeye başladığı dönemlere dair bulgulara ulaşılmıştır.

Göbeklitepe'yi duymuşsunuzdur; işte Diyarbakır'daki bu bölgeler de Göbeklitepe ile hemen hemen aynı döneme aittir. Yani insanlığın yerleşik hayata geçtiği, tarıma başladığı, üretime geçtiği çok önemli bir merkezdir burası. Mezopotamya'nın kuzeyinde, "Bereketli Hilal" olarak adlandırılan bu verimli topraklarda kurulmuş olan Diyarbakır; tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Biz Diyarbakırlılar, buranın 33 medeniyete ev sahipliği yaptığını ifade ederiz. Asurlular, Romalılar, Bizanslılar, Eyyubiler, Artuklular, Selçuklular, Osmanlılar bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir. Ve nihayetinde bugün bizler bu topraklarda kardeşçe yaşamaya devam ediyoruz.

Diyarbakır'ı özel kılan bir başka husus daha var ki, bunu özellikle vurgulamak istiyorum:
Burası, Peygamber Efendimizin vefatından sadece 7 yıl sonra, Halife Hz. Ömer döneminde İslam orduları tarafından fethedilmiş mübarek bir beldedir. Dolayısıyla Diyarbakır, sahabiler tarafından fethedilmiş bir şehir olma özelliği taşır.

Hazreti Ömer Camii'nin çevresinde, 27 sahabenin kabri bulunmaktadır. Ancak bazı tarihçiler, bu fethin gerçekleştiği dönemde 500'ün üzerinde sahabenin burada şehit olduğunu ifade etmektedir. Bu yönüyle Diyarbakır, aynı zamanda bir sahabeler şehridir.

Bir diğer önemli husus ise şudur:
Bu topraklarda peygamberler gelmiş, geçmişlerdir. Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde Kur'an-ı Kerim'de adı geçen iki peygamberin kabrine ev sahipliği yapılmaktadır. Hz. Zülkifl ve Hz. Elyesa'nın kabirleri Eğil'dedir. Gittiğinizde göreceksiniz; etkileyici bir atmosferi vardır. Ben ziyaret ettiğimde çok duygulanmıştım. İnşallah sizler de aynı hissiyatı yaşarsınız.

Ayrıca Diyarbakır'ın Suriçi'nde 5.800 metre uzunluğunda surlar yer alır. Bu surlar, dünyada Çin Seddi'nden sonra en iyi korunmuş surlar arasında yer almaktadır. Şehir, bu surların içerisinde kurulmuştur ve birçok medeniyetin izlerini bu bölgede görmek mümkündür.

Hevsel Bahçeleri, Ulu Camii... Biliyorsunuz, Ulu Camii İslam dünyasında "Beşinci Harem-i Şerif" olarak da anılmaktadır. Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'daki Emevi Camii'nden sonra gelen Ulu Camii, mimarisiyle de bu yapıları andırır. Bu cami ile birlikte sur içinde birçok han, hamam, kilise, konak, cami ve kültürel miras örnekleri yer alır. Şehir adeta tarih kokar.

Program süresince bu yapılar hakkında bilgi aldığınızı ve şehrin yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden de haberdar olduğunuzu düşünüyorum. Bu vesileyle, geçtiğimiz günlerde vefat eden Prof. Dr. Gazi Yaşargil'i de rahmetle anmak isterim. Dünyanın en önemli beyin cerrahlarından biri olan Yaşargil, Diyarbakır doğumludur. Allah kendisine rahmet eylesin.

Diyarbakır; Al Cezeri'den Ali Emiri'ye, Ziya Gökalp'ten Cahit Sıtkı Tarancı'ya kadar birçok önemli şahsiyeti yetiştirmiştir. Eminim ki bunlardan da bahsedilmiştir" ifadelerini kullandı.

Maziden Atiye Programına değinen Vali Zorluoğlu "Bu program, gerek içeriğiyle gerek mekânıyla çok kıymetli. Ben de bu mekânı ilk kez görüyorum ve gerçekten çok güzel bir alan oluşturulmuş. Sayın Bakan Yardımcımızın geçtiğimiz ay yaptığı ziyaret sırasında "Böyle bir program için uygun bir alan olabilir mi?" diye sorulduğunda, İl Millî Eğitim Müdürlüğümüz büyük bir gayretle burayı hazırladı.

Elbette eksikler olabilir. Ama sizlerden alacağımız geri bildirimlerle burayı daha da güzelleştireceğiz. Hem fiziki şartları iyileştirme anlamında hem de içerik olarak daha kapsamlı hale getirme yönünde adımlar atılacaktır.

Bu süreçte emeği geçen İl Millî Eğitim Müdürümüz ve ekibine, Sayın Bakan Yardımcımıza teşekkür ediyorum. "Maziden Atiye" programı yalnızca Diyarbakır'a özgü değil, başka şehirlerde de devam eden, Bakanlığımızın özel ilgi gösterdiği çok anlamlı bir projedir.

Bu vesileyle, Sayın Millî Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin'e de şahsım, ilimiz ve sizler adına şükranlarımı sunuyorum.

Sevgili gençler,
İnşallah Diyarbakır'dan güzel anılarla şehirlerinize döneceksiniz. Farklı illerden gelen arkadaşlarınızla kurduğunuz dostluklar ömür boyu sürecektir. Bu şehri yaşayarak tanıdınız; gördünüz ki Diyarbakır artık huzurla, kültürle, sanatla, sporla anılan bir şehir hâline geldi.

Uzun yıllar boyunca ne yazık ki terörle, bombalarla, acılarla anılan Diyarbakır artık eski Diyarbakır değil. Sizleri bu şehrin birer kültür elçisi olarak görüyorum. Döndüğünüzde bu güzel şehri arkadaşlarınıza, ailenize anlatmanızı istirham ediyorum" şeklinde sözlerine son verdi.

Konuşmaların ardından salonda bulunan Ebru Sanatı etkinliği gezilerek, öğrencilerin yaptıkları Ebru Sanatı örnekleri gezildi.

Kaynak: Bülten