Asırlık çınarımızın köklerinden yükselen iradeyle, tarihimizin şanlı sayfalarını bir kez daha yazma vaktidir.

Bugün, Kudüs’ün mukaddes bağrına hançer saplayanların, Gazze’nin mazlum çığlıklarını boğmaya yeltenenlerin, şer odaklarının cirit attığı bir dünyada, Milliyetçi Hareket’in bilge lideri Devlet Bahçeli’nin TRÇ ittifakı önerisi batı emperyalizmini afallattı…

Türkiye-Rusya-Çin ekseninde şekillenen bu vizyon, bir ittifaktan öte, Türkiye ‘nin elini ne kadar güçlendirdiğinin beyanıdır.

Gelin, Bahçeli’nin feraset ve basiret yüklü bu önerisini, Türk’ün devlet aklıyla yoğrulmuş ruhuyla anlamaya çalışalım.

Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin TRÇ ittifakı fikri, tesadüfün eseri değil; Türk tarihinin derinliklerinden süzülen, geleceği inşa eden bir devlet aklıdır.

Kudüs, bizim için taş ve topraktan ibaret değildir; ecdadın emaneti, vicdanımızın kalesi, namusumuzun sancağıdır.

Gazze’deki her feryat, Türk’ün yüreğinde yankılanır.

Bahçeli, bu acıya sessiz kalmamış, TRÇ ittifakını önererek Türk milletini küresel satrançta piyon olmaktan kurtarıp, oyunu kuran bir özne yapmıştır.

Bu öneri, “Ya istiklal, ya ölüm” andının yeni yüzyıldaki yankısıdır.

Neden TRÇ?

Çünkü bu üçlü, Türk milletinin jeopolitik ufkunu güçlendiren bir öneridir…

Rusya, Karadeniz’den Kafkasya’ya uzanan kadim komşumuz, enerji ve güvenlikte stratejik ortağımızdır.

Çin ise, İpek Yolu’nun bereketiyle Anadolu’yu Asya’ya bağlayan bir ekonomik işbirliği sahasıdır.

Bu ittifak, dostluktan ziyade ortak çıkarlar üzerine kurulu bir güç birliğidir.

Bahçeli’nin bilgeliği burada parıldar: TRÇ, yalnızca bir savunma hattı değil, ekonomik, stratejik ve jeopolitik bir güç ve iddia projesidir.

Tayvan’dan Ukrayna’ya, Suriye’den Doğu Akdeniz’e uzanan kaos zincirini kırmak, ancak bu işbirliğiyle mümkündür.

Bilge Lider, Türk’ü tarih sahnesinde pasif bir seyirci olmaktan kurtarıp, dünyayı şekillendiren bir aktör yapmayı hedefliyor.

Bahçeli’nin feraseti, bu önerinin zamanlamasında ve ruhunda saklıdır.

Türk milleti, hiçbir zaman çaresizliğe boyun eğmedi; ümitsizliği elinin tersiyle itti.

TRÇ ittifakı, bu kararlılığın bir tezahürüdür.

Bilge Lider, Türk’ün tarih boyunca yaptığı gibi, fitne ateşini söndürmek için diplomasiyi, aklı ve cesareti bir araya getiriyor.

Bu ittifak, Kudüs’ün mukaddes emanetini korumak, Gazze’nin mazlumlarına kol kanat germek, Türk’ün onurunu yüceltmek için bir fırsattır.

Şer odaklarına karşı Türk’ün devlet aklıyla, imanıyla, irfanıyla kuracağı bu işbirliği, yeni bir dünya düzeninin temel taşıdır.

Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin TRÇ önerisi, bir ittifaktan öte, bir güç meşalesidir.

Bu meşale, İstanbul’un fetih ruhundan, Çanakkale’nin geçilmez iradesinden, Kurtuluş Savaşı’nın sarsılmaz kararlılığından feyz alıyor.

Bu vizyona sahip çıkarsak, yeni yüzyıl Türk’ün yüzyılı olur.

Bahçeli’nin ferasetine kulak verelim; zira o, Türk milletinin ruhunu okuyan, geleceğini çizen bir bilgedir.

Şer odaklarına karşı durmak, Türk’ün tarihsel misyonudur.

TRÇ, bu misyonun bir ifadesidir.

AZ DA SAĞLIK…

Depresyon dünyada hızla artan bir sorun ve mevcut tedaviler (ilaçlar, psikoterapi) her zaman yeterince etkili olmuyor.

Oysa çok sayıda bilimsel çalışma düzenli egzersizin depresyonu azaltmada güçlü bir etkisi olduğunu, hatta bazen ilaç kadar faydalı olabileceğini gösteriyor.

NE DEMİŞ?…

İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.

-Napoleon Bonaparte