Bilge, ‘‘Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF her yıl 1-7 Ağustos tarihlerini “Dünya Emzirme Günü” olarak kabul etmiştir. Bugün tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul edilmekte ve çeşitli faaliyetler ile kutlanmaktadır.  Toplumun ve onu oluşturan bireylerin, sağlıklı ve güçlü olarak yaşamasında ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinde, refah düzeyinin artmasında, mutlu, huzurlu ve güvence altında varlığını sürdürebilmesinde yeterli ve dengeli beslenme en temel koşullardan biridir. Yetersiz ve dengesiz beslenme; bir yandan bireylerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini, diğer yandan da toplumun ekonomik ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler en çok bebeklerde ve çocuklarda görülmektedir. Bebek doğumdan altıncı ayın sonuna kadar tek başına anne sütü ile beslenmelidir. Tamamlayıcı besinler altıncı ayın sonunda anne sütüne ek olarak başlanmalıdır. Tamamlayıcı besin; yaşamın ikinci 6 ayında, anne sütü ile birlikte bebeğe verilen besinlerdir. Anne sütüyle beslenen bebeklerin ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, daha ileri yaşta ortaya çıkan tip 1 ve tip 2 diyabet, çölyak, iltihabi bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, kanser, alerji, astım, şişmanlık ve obezite, multipl skleroz, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıkların daha az görüldüğünü belirtmektedir. Anne sütü bebeğin ilk aşısıdır. Anne sütü kolay sindirilir. Her zaman ve her yerde kullanıma hazırdır. Temiz ve uygun ısıdadır. Uygun emzirme için anne en rahat pozisyonu seçmelidir. Meme temizliğinde sadece anne sütü kullanılmalıdır. Anne dengeli beslenmeli, fırsat buldukça uyumaya ve dinlenmeye çalışmalıdır. Annenin günlük sıvı dikkat etmelidir” ifadelerini kullandı.