Dernekten yapılan açıklamada,‘‘8 Mart 1857 tarihinde tekstil işçisi kadınların “eşit işe eşit ücret” için hak aradıkları grevde 129 kadının yanarak adını tarihe acıyla yazdığı gündür.  165 yıl sonra bugün, kadınlar o gün yanan alevin meşalesini taşıyarak sokaklarda, meydanlarda haklarına sahip çıktıklarını haykırıyorlar. Bu yüzden 8 Mart”lar “Kadınlar Günü Kutlaması” değil, farkındalık yaratma, hak arama günüdür. Kadınlar, psikolojik, ekonomik, cinsel, fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Fiziksel şiddetin, nihai hali olan cinayetle öldürülüyorlar. Hem de en güvende oldukları yerlerde, evlerinde, okullarında, iş yerlerinde, sokaklarında ve en güvendikleri kişiler tarafından hayattan koparılıyorlar. Hep birlikte gördük ki geçirdiğimiz 1 yıl içinde Covid-19 bulaşı nedeniyle yine en fazla mağdur olan, şiddete uğrayan kadınlar ve çocuklardı. Kadınlar ne yazık ki her zaman olduğu gibi yaşanan her türlü olumsuzluğun hedefi olarak gösterilmeye devam ediliyorlar. Siyasette kullanılan dil, ekonomik koşulların zorlaşması ve bunun gibi birçok nedenle ilk önce kadınlar hedef oluyorlar” denildi.