Marmara depreminden daha şiddetli bir deprem yaşadık.

Dün sabahın erken saatlerinden itibaren 1999 yılında yaşadığımız görüntülerin aynısını hatta daha fazlasını görmeye başladık.

Saatler ilerledikçe felaketin çok daha büyük olduğunu anlamaya başladık.

1999 depremi iki-üç ili kapsıyordu, bu çok daha fazla 10 ilimizi direk etkiledi bir o kadarında hissedildi.

İlk saatlerde 7,4 olarak açıklanan depremin şiddeti öğlen saatlerinde 7,7 olarak revize edildi.

Enkaz çalışmaları gerçekleştirilirken önce Malatya’da 7,5 hemen sonrasında Kahramanmaraş’ta 7,6 şiddetindeki depremleri canlı yayınlarda izledik.


***


1999 yılında 7,4 ve 7,2 şiddetindeki depremlerde 17 binin üzerinde insanımızı yitirmiştik.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada vefat eden vatandaşımızın sayısı 912 yaralılar ise 5 binin üzerindeydi.

Can kaybının daha artmasından endişe ediliyor.

Çünkü 2 bin 818 binanın çöktüğü bildiriliyor.

Bu binaların enkazlarının altında çok sayıda insanın olduğu da biliniyor.


***


Bir deprem ülkesi olduğumuzu biliyoruz.

Uzmanlar sürekli uyarıyor.

Yaşanan daha ufak çaptaki depremlerin hemen sonrasında yine bu uyarılar hep devam etti.

Ancak birkaç gün sonra unuttuk hep.

Dün yaşanan depremler, deprem gerçeğini hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

İşin asıl enteresan yanı da 9 saat arayla iki büyük depremin yaşanması oldu.


***


Yastayız.

Evet canımız bir kez daha yandı.

Tüm Türkiye’den olduğu gibi Eskişehir’den de çok sayıda yardım malzemesi ve ekipler deprem bölgesine doğru ilk saatlerden itibaren yola çıktı.

Eskişehirliler doğabilecek kan ihtiyacı için Kızılay’ın açtığı kan bağış ünitelerine koştu.

Vatandaşlar çeşitli kurum ve kuruluşların açtığı yardım kampanyalarına bağıştı bulunmak için birbiriyle yarıştı.

Bölgede yoğun kar yağışı ve ulaşımdaki zorluklar arama-kurtarma çalışmalarını da aksatıyor.

Umuyoruz vefat sayısı çok olmaz.