Şu gök kubbe altında eğrisiyle doğrusuyla çok şeyler konuşuldu, konuşuluyor,  konuşulacak... Yalan ya da yanlış sözler insan hayatında derin izler bırakıyor. Bu tür sözlerle verilen zararın telafisi mümkün olmayabilir. Yalan, yanlış demeden konuşulan sözler insan hayatı karartıyor. Yuvalar yıkıyor.   Düşmanlık peydahlıyor. Seveni, sevdiğinden ayırıyor. Baba oğula, oğlu babaya düşman oluyor. Adalete gölge düşüyor. Masumu, mağdur ediyor. Daha ne olsun? Yalan, kime yakışır?

Kim, niye yalan söyler? Yalana çıkarcılar başvurur. Yalancı yalanının az ötesini görüp ya da düşünse kendini kandırdığını fark edecektir. Akıllı insan, bir sonraki adımın nereye basacağını bilendir. İnsan, yalan söylemeye nasıl cüret eder? İşi dürüst, sözü doğru insan güvenilir kişidir. Güvenilir insana ne mutlu! Değer mi, şu fani dünya hâli yalan söylemeye?

Her yalan mazluma atılan bir tokattır. Yalan, aslında yalancının kendi suratına vurulan ilahi bir silledir. Ferasetli ve basiretli insan yalan söyler mi? İtikadı düzgün insan sarf ettiği her sözü Rabi’nin işittiğini bilir. Yalan hangi dilde söylenirse söylesin Allah, bütün söylenenleri bilir. Hangi tonda söylenirse söylensin, işitir. Değer mi, insan kişiliğini yalana değişmeye? Yalancı, ne yalan söylerse söylesin ilahi adalet karşısında aklanabilir mi?

Ağızdan çıkan söz bazen gül buketi olup gönüller fetheder. Bazen de kurşun olup insanı can evinden vurur. Yalan fırtına gibi etrafı berbat eder.  Yalan hayata girdiğinde doğrular yanlış, mazlumlar mağdur olur. Yalana sığınmak insanın musibettir.  Yalanı, yanlışı doğru kabul eden felaketini yaşar. İnsani değerleri çökerten haset, gıybet, fesat, iftira ve yalandır. Haset, fesat veya korkak husumet beslediği insanı toplum nezdinde değersizleştirmeye çalışır.

Erdemli, hayâlı, vicdanlı, insaflı, izanlı ve onurlu insan yalana tevessül eder mi? Yalana korkak, riyakâr, haset ya da fesatlar başvururlar. Merhametli insan yalanın tahribatını tahayyül eder. Masumun, mağdurun izzeti nefsiyle oynamaz. O nedenle onun hayatında yalana yer yoktur. Kimsenin aldatılmadığı dünya da kötülük olur mu?  

Yalanı, yalancısı olmayan dünya güvenli olmaz mı? Yalanın masumu olur mu? Yalan üzere yuva kurulmaz. Bir yalan bin cinayete neden olabilir. Değer mi yalan, ilahi itibarı kaybetmeye? Ahzap suresi, 70’inci ayette Allah’ın: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.” uyarısına dikkat... Her yalan bir hakikati gizler.

Gizlenen her hakikat bir adaleti yok eder. Adalet ve hakikat ortadan kalkınca masumlar, mazlumlar mağdur olur. Masumlar, mazlumlar ve mağdurlar Allah’ın toplumlara birer emaneti olduğu unutulmasın. Allah’ın emanetine kim ihanete kalkışmak cesaretini gösterir? Hac suresindeki: “İnsanlardan kimi vardır ki, bilgisi olmadığı halde tartışmaya girer ve azgın şeytanın arkasına düşer.” ayetini doğru anlamak gerek.  

Dostlar! Doğru olan hangisi? Haset mi, gıpta mı? Sahtekârlık mı, dürüstlük mü? Müslüman fesat çıkarıp bozgunculuk yapar mı? Yalan söyler mi? Müslüman günah işlemekten korkup kötülükten kaçınır. Müslüman neyin yanlış ya da yalan olduğunu bilmek zorunda.

Müslüman, sözü ölçü ve tartıyla söyler. Allah’ın sevgilisi: “Ya hayır söyle ya da sus.” buyurmuş. İşin esası Müslüman destursuz konuşmaz Enam suresinde, Allah: “Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir… Allah dileseydi, ortak koşmazlardı. Biz, seni onların başına bekçi yapmadık. Sen, onlardan sorumlu değilsin… Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin. Onlarda cahilliklerinden Allah’a söverler…” buyuruyor.    

Yunus Emre’nin dizelerine: “Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz / Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz / Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı.” doğru kulak vermek gerek. Eskiden: “Söyleme yalan, atma iftira, eden bulur, söyleyen katlanır.” derlerdi.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!







Yunus Emre GÜLLÜ - 05 KASIM 2022 / Milli irade