Sıcak yaz günlerinde veya yoğun bir egzersiz sonrası vücudumuzun ıslak ve yapışkan hale gelmesi oldukça tanıdık bir durumdur: terleme. Peki, bu doğal ve bazen rahatsız edici durumun temel nedeni nedir? Aslında terleme, vücudumuzun aşırı ısınmasını önleyen hayati bir soğutma mekanizmasıdır. Tıpkı bir arabanın radyatörü gibi, terleme sayesinde vücut sıcaklığımız dengede tutulur.

İnsan vücudunda iki ana tür ter bezi bulunur: ekrin ve apokrin bezleri. Ekrin bezleri vücudun büyük bir bölümünde, özellikle de avuç içlerinde, ayak tabanlarında ve alında yoğunlaşmıştır. Bu bezler, temel olarak su ve az miktarda tuz içeren kokusuz bir sıvı salgılarlar. Vücut ısısı yükseldiğinde, sinir sistemi ekrin bezlerini uyarır ve ter salgılanmaya başlar. Cilt yüzeyindeki buharlaşma sayesinde ısı kaybedilir ve vücut serinler.

Apokrin bezleri ise koltuk altı ve genital bölge gibi kıl köklerinin yoğun olduğu bölgelerde bulunur. Bu bezler, ekrin bezlerine göre daha yoğun ve yağlı bir sıvı salgılarlar. Apokrin terinin kendisi kokusuzdur ancak ciltteki bakterilerle etkileşime girdiğinde karakteristik vücut kokusu oluşur. Apokrin bezleri genellikle stres ve hormonal değişikliklerle daha aktif hale gelir.

Terleme miktarı; çevresel sıcaklık, fiziksel aktivite düzeyi, stres, genetik faktörler ve genel sağlık durumu gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir. Aşırı terleme (hiperhidroz) bazı kişiler için sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilirken, hiç terleyememe (anhidroz) ise ciddi sağlık sorunlarına işaret edebilir. Vücudumuzun bu doğal klima sistemi, sağlığımızı korumak için hayati bir öneme sahiptir.

Muhabir: İlker Güneş