Günümüzde ülkenin dört bir yanından vatandaşa rağmen doğaya ve insanlara zarar verecek projelere karşı direnişlerin haberi gelir durur.

Kimi zaman bir kişi, kimi zaman toplu halde vatandaşlar koca koca iş makinelerine karşı durur.

İnsanlar özellikle de kırsal kesimlerde doğa felaketlerine yol açabilecek bu girişimler karşısında tarih boyunca durmuş, durmaya da devam etmektedir.

Aslında hükümet edenler, vatandaşa karşı bir şey yapmamalıdır.

 

***

Bunun en güzel örneğini yakın geçmişte kömürlü termik santrale karşı çıkmayla gördü Eskişehirliler.

Ülkenin en verimli tarım arazisinin üzerine kurulmak istenen kömürlü termik santralin doğaya ve insanlara zarar vereceği ortadayken, hem araziyi verimsiz hale getirecek, hem de insanlara zarar verecek termik santral karşısında direnişlerini ortaya koyan Eskişehirliler bunun haklı zaferini de elde ettiler.

Yedi kez üst üste ertelenen ihalelerden sonra hukuki süreçte de verilen mücadelelerden vatandaş kazançlı olarak çıktı.

 

***

Bir başka örneği de dün Büyükşehir Belediyesi açıkladı.

Sivrihisar’ın Zeyköy Mahallesi’nde faaliyet gösteren ve mermer ocağı için kapasite artışı  ile Alpu İlçesi Esence Mahallesi’nde kurulması planlanan altın ve gümüş ocağı için alınan ÇED kararlarına, bölge halkının da talebi ile dava açan Büyükşehir Belediyesi, iki davayı da kazanarak doğaya verilecek büyük zararın önüne geçti.  Şehircilik Bakanlığı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı” verilmesine rağmen, incelemeler ve bölge halkı ile yapılan görüşmeler sonrasında Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı’nın iptali için dava açıldı.

 

***

 

Geçen süreçte Mahkeme Heyeti de tarımsal potansiyeli yüksek olan ve Bakanlar Kurulu Kararı ile Büyük Ova olarak belirlenen Alpu Ovası sınırları içinde yer alan Altın ve Gümüş Ocağı Projesi için 'ÇED Gerekli Değildir' kararının mevzuata ve hukuka uygun olmadığını belirterek iptal ettiği bilgisi geldi.  

Eskişehir’in toprağına, suyuna ve vatandaşların sağlığına zarar verecek  her türlü projenin karşısında olmaya devam edileceğinin de altı çizildi.

 

DAHA MI

HİJYEN?

 

Bilindiği üzere pandemi nedeniyle lokantalar, kafeler ve bu gibi işyerleri kapalı.

Açık olanlar da paket servisi ya da gel al uygulaması yapılıyor.

Başta lokantacı esnafı olmak üzere diğer esnaflar da işyerlerinin gerekli kurallar uygulanmak suretiyle açılmasını istiyorlar.

Ancak bu konuda bir karar gelmedi.

Bu tür işyerlerinin çoğunlukta olduğu merkezdeki Köprübaşı, Adalar, Üniversite ve Bağlar caddeleri olmak üzere bir çok cadde ve sokakta yerlere oturmuş, eğer bulabilmişse banklara, merdivenlere oturup bir şeyler yemeye çalışan insanları görüyoruz.

İnsanları pandemiden koruyacağız derken başka başka mikrobik hastalıkların pençesine atıyoruz.

Oysa son yasaklamadan önce lokantalar, kafeler gerekli önlemleri alıp hizmet vermeye çalışıyordu.

Bu yeniden sağlanamaz mı?

Yoksa merdivenlerde, sokaklarda yemek yenmesi daha mı hijyen geliyor?