Akman, ihale kararının Danıştay’ın vermiş olduğu kararın hükümsüzlüğünü, ülkede hukukun işlevsizliğini gözler önüne serdiğini vurgularken, Süllü ise termik santrali ‘çılgın proje’ olarak nitelendirdi. Süllü sebep olarak ise tüm Eskişehirlilerin istememesine rağmen projenin yapılmak istenmesini gösterdi.

‘ANAYASA YOK SAYILIYOR’

Parti İl Binası’nda düzenlenen basın toplantısında ilk olarak söz alan İl Başkanı Akman, Kömürlü Termik Santrale karşı yürütülen hukuksal mücadelede Danıştay 10. Dairesi önemli bir karar verdiğini hatırlattı. Danıştayın Toprak Koruma Kurulu’nun üye yapısını,karar yeter sayısını değiştiren yönetmelik için “Yürütmeyi Durdurma Kararı” verdiğini vurgulayan Akman,‘‘ Ancak bu karara rağmen yerli kömür kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması gerekçesiyle Alpu’da kurulması planlanan termik santralin ihalesinin tekrar ihaleye çıkması gündemde.Dolayısıyla Danıştay’ın vermiş olduğu kararın hükümsüzlüğünü,ülkedeki hukukun işlevsizliğini,anayasanın yok sayılmasını bir kez daha gözler önüne sermiştir.Kaldı ki Danıştay 10. Dairesi, Anayasanın 44. maddesine atıfta bulunarak ,’’Devletin toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek konusunda gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu’’ karar ile ilgili gerekçe yazısında belirtildi.Buradaki en önemli sorunlardan birisi de yapılmak istenen bu Termik Santral yılda en az 6,3 milyon ton kömür yakarak, 1,6 milyon ton kül ortaya çıkaracak olmasıdır.Eskişehir’in havası, toprağı, suyu kirlenecek,yeraltı suları ısınacak ve Eskişehir ‘in tüm su rezervleri tüketilmeye başlanacak,susuzluk sorunu ile bizleri karşı karşıya bırakacak,ekolojik denge zarar görecek,önemli sağlık sorunları,erken ölümler,hastalıklar olacak Eskişehir’e termik santral istemiyoruz!’’ ifadelerini kullandı.

‘HESABINI NASIL VERECEKLER’

Ardından konuşan Milletvekili Süllü ise Eskişehir’in de Alpu Ovası’nda kurulacak olan termik santralle ‘100 günlük eylem planındaki’ çılgın projelerden nasibini aldığını söyledi. Projeyi neden çılgın olarak nitelendirdiğini aktaran Süllü,‘‘ Belediyelerin,  konunun otoritelerinin, onca odanın, sivil toplum örgütünün,  yörede yaşayan vatandaşların; kısacası, tüm Eskişehirlilerin istememesine, onca dirence, açılan onlarca davaya karşın yapacağız demek çılgınlık değil de ne?  Kirli hava, insan sağlığı tehdidi, kaybolan tarım toprakları, biten tarım, hayvancılık,  su kaynaklarının tüketilmesi, neresinden ele alsanız en az Kanal İstanbul kadar çılgın proje. Biz Eskişehirliler, bu projenin gerçekleşeceğine bir türlü inanmak istemezken,100 Günlük Planda ihaleye çıkılacağı bilgisi, müjdeymiş gibi hem de övünerek veriliyor.  Tarım ve Orman Bakanlığının korunacak 12.12.2016 tarhli kararı ile 1. Sınıf tarım arazisi olarak “büyük ova” adı altında tarımsal sit alanı ilan ettiği verimli tarım toprağımız elden giderken bölgede geçimini tarımdan sağlayan halkımıza,  bunu nasıl açıklayacaklar? Temiz havası ile övündüğümüz şehrimize bu kötülüğü nasıl yapacaklar?  Bu rant projesini,  Eskişehirlilere karşı yapma kararlılığı ile hareket edip bir de bunla övünenler, bunun hesabını çocuklarımıza ve onlara bırakacağımız doğaya nasıl verecekler merak ediyorum. Üzülmesinler onları bu konuda hesap vermek zorunda bırakmayacağız. Her ne kadar 100 günlük planda yer verseler de tüm bu olumsuzlukları iyi bilen ve öngören bilinçli Eskişehir halkı, bu projeyi yaptırmamakta kararlıdır.’’ şeklinde konuştu.