“Evkafın idaremize geçmesi cidden hiç de kolay olmamıştır. Zaferlerin kolay kazanılamayacağını bilen ve takdir eden halk bedbinliğe düşmeden yoluna devam etmiş ve en nihayet 15 Nisan 1956 günü şanlı bayrağımızı dalgalandırmaya muvaffak olmuştur”. 15 Nisan 1958

Dr. Fazıl KÜÇÜK

            BMGK’nin anlaşmazlık olarak tanımladığı Ukrayna’daki savaş alanlarında çok sayıda askerin ölmesi sürgit ediliyor. Bir süredir sivillerin de hedefe konması ile karşılıklı suçlamaların da ayyuka çıktığı biliniyor. Her savaşta olduğu gibi bu savaş alanlarında da kadınlara ve çocuklara yönelik olarak yaşanan insanlık dışı tecavüz olayları haberleri geliyor. Yaşanan vahşetin insanlık suçu olduğu bir gerçektir. İşlenen suçların cezasız kalması hasta ruhlu insanları bir anlamda teşvik ediyor.

AB ülkeleri ile Amerika’nın Ukrayna’da Rusya’ya karşı kullanılmak üzere gönderdikleri silahların şimdilerde sivillere karşı da kullanılmaya başlandığı Rus basın haberlerinde yer alıyor. Karşı taraf ta benzer suçlamaları Rus askerleri için yapıyor. Yaşananların emperyal amaçlar güdenlerce görmezden geliniyor olması düşündürücü olduğu kadar savaş suçu olduğunun bilinmesini ve cezalandırılması gerektiğini bir kez daha kaydediyoruz. Bu uygulamaların görmezden gelinmemesi gerekiyor. Belirlenen suçluların SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMESİ’nde caydırıcı cezalar verilerek yargılanmaları insanlık açısından yaşamsal önemde olacaktır.    

Anlaşmazlığın ortalıklara çıkması ile taraflar birbirlerini ekonomik olarak çökertmek için düğmeye bastılar. Amerika’nın öncülüğünde başlatılan ve AB’nin de desteklemesi ile boyut kazanırken Rusya’nın da karşı atağa geçtiği günlerden geçiyoruz. Rusya’nın doğalgazı kesmesine karşı hazırlıklı olunması konusunda AB ülkeleri uyarılıyor. Uyarı AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’den geliyor.

Rusya’nın yaptırımlar karşısında doğalgazı kesme hamlesine yönelik olarak AB ülkeleri seçenek bulmaya çalışıyorlar. Birlik ülkelerinin Rusya doğalgazının azalması sonrasında Katar’dan alım yoluna gidecekleri belirtiliyor. Başarılı olamadıkları takdirde bir süre önce terk ettikleri Nükleer santralları yeniden devreye alabileceklerini açıklıyorlar. Bu durumda yaklaşan ağır kış koşullarında siyasi krizle boğuşmak zorunda kalacaklarını öngörmek fazladan abartı olmayacaktır. Buna koşut yandı gülüm keten helva türküsünü çığırmaya hazırlıklı olmalıdırlar.

Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtan Boris Johnson iki kez yalan söylediği için Başbakanlıktan istifa etmek durumunda kaldı. İngiltere ilginç bir ülke koskoca Başbakan iki kere yalan söylediği için suçlanır mı diye sorgulamak istiyoruz. Ukrayna’ya yaptıkları nedeniyle ulusal kahramanlığın bir değerinin olmadığını bizzat kendisi yaşıyor.   

Yerine gelecek olan kişinin Ukrayna’ya karşı aynı yolu izlemesinin beklenilmemesi veya gidenin geleni aratacağı noktasına doğru gelişmelere gebe bir durumla karşı karşıya kalacağız gibi görünüyor.

Yaşananlardan sonra Putin’in ‘Harekât yeni başladı’ söylemi önümüzdeki dönemde çok sayıda insanın yaşamdan kopartılacağının işareti olabilir.

Dünyada bir avuç toprak için savaşlar yaşanırken bizlerin biraz ilgisiz kaldığımız konusunda tartışmalar sürgit ediyor. Maraş’ın yasal sahiplerine geri verilmesini istemek yasal sahiplerinin kim veya kimler olduğunu sorgulamamızı zorunlu kılıyor. Tapu kayıtlarının yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz çünkü ellerinde tapu kaydı olmadığı biliniyor. Ellerinde bulunan belgenin kullanım belgesi olduğunu kaydetmek istiyoruz. 

Bu durumda Maraş konusunda Kıbrıs Türkleri olarak gerekli duyarlılığı göstermemiz gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Ahmet GÖKSAN
[email protected]