İnsanlığın en eski sorularından biri: “Öldükten sonra bilincimiz var olmaya devam eder mi?”
Yüzyıllardır din, felsefe ve bilimin tartıştığı bu soru, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla yeniden gündeme geldi.

Toronto Üniversitesi’nden bir grup nörologun yaptığı çalışmada, kalp durduktan sonra beyin aktivitesinin birkaç dakika boyunca devam ettiği gözlemlendi. 2017’de yayımlanan bu araştırmaya göre, bazı hastalarda ölüm anından sonra bile EEG cihazları “beyin dalgaları” kaydetti. Yani bilinç tam olarak bir anda kapanmıyor; beden öldükten sonra kısa süreli bir farkındalık yaşanabiliyor.

Benzer şekilde, New York Üniversitesi’nden Dr. Sam Parnia ve ekibi tarafından yürütülen “AWAreness during REsuscitation (AWARE)” adlı projede, kalbi duran 2000’den fazla hastayla yapılan incelemelerde bazı kişilerin yeniden hayata döndükten sonra ölüm anına dair detaylı anılar anlattığı bildirildi. Bu kişiler, “tıbben ölü” oldukları süre boyunca çevredeki konuşmaları veya hastane seslerini hatırladıklarını iddia etti.

Bilim insanları, bu durumun olası açıklamasını şöyle yapıyor:
Kalp durduğunda beyne oksijen gitmiyor, ancak bazı nöronlar birkaç dakika boyunca elektriksel faaliyet göstermeye devam ediyor. Bu da kısa süreli bir bilinç hali oluşturabiliyor.

Yine de, ölümden sonra “kalıcı bir bilinç” olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok.
Nörolojiye göre bilinç, beynin fiziksel işlevlerinden biri; bu işlev sona erdiğinde, farkındalık da yok olur.
Ancak birçok dinî ve spiritüel inanç sistemi, bilincin —yani “ruhun”— bedenden bağımsız varlığını sürdürdüğünü savunuyor.

Bugün bilim dünyası bu soruya net bir cevap veremiyor; yalnızca “ölümün hemen ardından kısa bir farkındalık penceresi” olabileceğini söylüyor.
Bu nedenle “ölümden sonra bilinç var mı?” sorusu, hâlâ insanlığın en derin gizemlerinden biri olmaya devam ediyor.

Muhabir: Şebnem Yıldırım