Gün geçmiyor ki eğitimde yeni sıkıntılar ortaya çıkmasın.

İlkokul birinci sınıfların haftada iki gün yüz yüze eğitiminden sonra Pazartesi gününden itibaren diğer sınıflarda da yüz yüze eğitim başlayacak.

Her türlü önlemin alındığı söyleniyor ama vatandaşına gerçekleri anlatmadığı ortaya çıkan iktidarın bu konudaki sözlerine de halk pek güvenmiyor.

Bu nedenledir ki Milli Eğitim Bakanı, isteyen çocuklarını okula gönderebilir, istemeyen göndermeyebilir diyor.

Göndermeyenlerin uzaktan eğitimi takip etmelerinin zorunluluğundan söz ediyor ama internete erişim konusundaki sorunlar da henüz çözülmüş değil.

 

***

Milli Eğitim Bakanı’nın verdiği bir sözün daha yerine getirilmediğini bir meslek kuruluşu ifade ediyor.

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un katıldığı televizyon programında öğretmenlerin ders ücretlerinin ödenmesinde sorun yaşanmayacağını ifade etmesine rağmen uygulamaya bakıldığında durum hiç de böyle olmadığını belirtiyor.

“Kimsenin şüphesi olmasın; öğretmenlerimiz bu olağanüstü salgın döneminde, öğrencilerimizin eğitim süreciyle ilgili gerekeni zaten yapıyorlar, yapacaklar” diyen Urfalı, “Uzaktan eğitimle başladığımız ve alınan kararlarla yüz yüze eğitim sürecinin kademeli olarak başlatıldığı ve bu hafta itibarıyla yaygınlaştırılmaya başlandığı yeni öğretim yılının üçüncü haftası tamamlanmak üzere. Ancak özellikle ikinci haftadan itibaren özellikle öğretmenlerimizi huzursuz eden tartışmalar gündemi hala işgal etmektedir” diye konuşuyor.

 

***

Öğretmenleri huzursuz eden ders ücretleri konusunda da önerisi var Urfalı’nın.

“Sayın Bakan tüm bu tartışmaları bitirecek talimatı daha da geç olmadan 21 Eylül 2020 tarihinden geçerli olmak üzere vermelidir. Çözüm bellidir. Yüz yüze eğitimde olduğu gibi hazırlanmış olan haftalık ders çizelgeleri üzerinden ve bir şarta bağlı olmaksızın ücretlendirmelerin yapılması gereklidir. Bu yapılmaz ise yaşanan karmaşa ve endişeler eğitim çalışanlarının motivasyonunu ciddi seviyede tahrip edecektir”

 

***

 

 

 

İstekleri de var aynı zamanda.  

MEB uzaktan eğitim uygulamalarını artık yasal bir zemine oturtmalıdır. Yönetmelik ve kararlarlarda “Çevrimiçi eğitim” tanımlanmalı, usul ve esaslar bir standarda kavuşturulmalıdır.

Geride bıraktığımız haftalar içerisinde olduğu gibi genel müdürlüklerin birbiriyle farklı yorumlara neden olabilecek açıklamalarından sakınılması ve uygulama birliği açısından çevrimiçi ve yüz yüze ders tanımlamaları, ders dağıtımları, ücretlendirmeler vs hususlarda tek merkezden açıklamaların yapılması da önem arz etmektedir.

Ve en önemli bir diğer husus; Milli Eğitim Bakanından okul yöneticisine kadar bütün eğitim yöneticileri, hak ve kazanımlarının korunması anlamında süreci ve mevzuatı her daim öğretmenlerin lehine olacak şekilde yorumlamayı sorumluluklarının gereği olarak görmelidirler.