Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Orta, kazlarına ise hobi olarak bakıyor. Sakarya Nehri’nin kıyısında bulunan çiftlikten çıkan yaklaşık 30 adet kaz, akşama kadar gönüllerince dolaşıyorlar. Sabah yemlerini yedikten sonra genellikle Sakarya Nehri’nde yüzen sevimli hayvanlar, sahiplerinin çağırması üzerine tek sıra halinde karaya çıkıp kendileri için hazırlanan yemi yiyorlar. Daha sonra yeniden suya dönen kazlar, akşam ezanıyla birlikte de yatacakları yere sakince geçiyor. Suyun akıntısı veya yüksekliği fazla olduğu zaman suya girmemeyi tercih eden kazlar, akılları ve öngörüleri ile kendilerine hayran bırakıyor. Günlük rutinini ve keyfinden hiç ödün vermeyen hayvanları görenler ise bakımlı oluşlarından dolayı ‘maşallah’ demeden geçmiyor.

“Gün boyu sudalar, özgürler”
Kazlarının günlük rutinlerinden bahseden Orhan Orta, hayvanlarla ilgili olarak, “Kazlarımı yavruyken alıp yetiştirdim, bana alıştılar. Yemledim ve yeme alıştırdım. Ben sabahları gelip yem atıyorum, karaya çıkıp yiyorlar. Akşamları da yine gelip yem atıyorum yiyorlar ve yerlerine girip yatıyorlar. Beni görünce mi yoksa yemi görünce mi bilmiyorum ama hemen geliyorlar yanıma. Günde sabah ve akşam olmak üzere iki kez besliyorum. Bazen de Sakarya’da yemleniyorlar. 30 taneden fazla kazım var. Su yükseldiğinde, akıntı çok olduğu zaman kendileri sudan çıkıyor, yemlendikleri yere geliyorlar. Normal şartlarda akşam ezanı okunduğu zaman kazlarım kendi kendine sudan çıkıp yerlerine yatıyorlar. Gün boyu sudalar, özgürler” diye bahsetti.