Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik açmazlar karşısında iktidar pembe tablolar çizmeye çalışırken, hayatın gerçekleri de bir bir karşımıza çıkıyor.

5 litrelik ayçiçeği yağının 100 lirayı aştığı ülkemizde marketler artık “kota” koymaya başladı.

Bazı ünlerin artık 1 adetten fazla alınmaması isteniyor.

Kısa bir süre önce benzinden daha ucuz olan motorin ya da halk dilindeki adıyla mazot benzini geçmiş durumda.

Daha ucuz olduğu için tercih edilen mazotlu araçlar yerini benzinli araçlara bırakmaya başladı.

Bu zamlar doğal olarak tüm ürünlere yansıyor.

Esnaflar artık ürünlere zam yapmaktan utandıklarını dillendirmeye başladı.

***

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı marketlere şu şu ürünlere zam yapmayın çağrısında bulunmak zorunda kalıyor.

Vatandaş bir gün aldığı ürüne ertesi gün aynı fiyattan alamıyor.

Esnaf, tüccar sattığı malin yerine yenisini aynı fiyattan koyamıyor.

Çalışanın, emeklinin durumu gün geçtikçe daha kötüye gidiyor.

Evet, maaşlar dolarla alınmıyor ama, doların yükselişi iş dünyasını büyük bir açmaza sürüklüyor.

***

Ülkenin genç işadamları, ülkedeki ekonomik tablonun artık önü alınamaz, tamir edilmesi gittikçe zorlaşan bir kaos ortamına dönüştüğünden söz ediyor.

ESGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Entok, bakın ne diyor.

“2 yıldır tüm ticari faaliyetlerimiz ve birikimlerimizi pandemi ve enflasyon sebebiyle oluşan hasarı onarmak için seferber etmişken TCMB’nin hiçbir bilimsel veriye dayanmayan ve sonucunu bile bile yaptığı faiz indirim kararını hem üzüntü ve kaygı hem de büyük bir şaşkınlıkla karşılıyoruz. Aylık değişimleri bile telafi etmekte zorlanırken günlük yükselişlerin ticaretimize vurduğu darbe hem emeklerimizi yok ediyor hem de faaliyetlerimizi yürütebilmek adına bizleri büyük bir açmaza sürüklüyor. 1 Haftada yüzde 40’a ulaşan yükseliş nedeniyle önceden aldığımız işlerde zarar ediyor, Yeni proje ve siparişlerde ise yüzde 70’i aşan iptal istemleri nedeniyle koşar adım çaresizliğe sürükleniyoruz.

İktidar temsilcileri ve ekonomi yönetiminden sorumlu yetkililerin faiz üzerinden yaptığı inatlaşma ekonomi biliminin tüm ilkelerine ters olmakla birlikte ülkenin tek çıkışı olan üretime de bile bile ağır bir darbe vurmaktadır. Ekonominin siyaset üstü bir anlayışla değerlendirilmesini, iş dünyasının çağrılarına her zamankinden daha fazla kulak verilmesini istiyoruz.”

***

Bu ülkede yıllardır “Ekmek karneye bağlandı” diye geçmişe eleştirel göndermeler yapıldı.

Şimdi gıda ürünlerine kota uygulanıyor.

İkinci Dünya Savaşı döneminde bunlar yapıldı, zor zamanlar yaşandı, bunları biliyoruz.

Ancak Türkiye o zamanki yönetim tarafından milyonlarca insanın öldüğü savaşa sokulmadı.

Belki insanlar ekmeği karneyle aldı ama daha büyük felaketler doğuracak savaşa sokulmadı.

İsmet İnönü’nün şu sözünü hatırlayalım.

Ekmeği karneye bağladık ama çocukları babasız, kadınları kocasız, anaları evlatsız bırakmadık.