İNSANLIK BİR TÜRLÜ BİRBİRİNİN BAŞINA ÇORAP ÖRMEKTEN VAZ GEÇEMİYOR

Yarım asrı aşkın zamandır Yunus Emre “Divanı” nı okurum. Yine okudum. Bu kez üç farklı şiirinin ortak yanları dikkatimi çekti. Okuduğum ilk şiirin tamamı ile diğer ikisinden de aşağıda görüldüğü üzere bazı alıntılar yaptım. Niye mi?  Üç şiirin temalarında insan ilişkilerinin ortak yanlarını işlediğini gördüm. Onun zamanı ile bu zamanki insan ilişkilerini sizlerle paylaşmak istedim. Ardaki farkı ya da farksızlığı herkes kendisi değerlendirsin.

Yunus Emre’nin şiirlerindeki içyapıya bakıldığında akla hitaplı söylendiği ve yazılıp derlendiği görülecektir. Onun şiirleri duygusallıktan ziyade varlığın değerini idrake yöneliktir. Asırlardan beri sürüp gelen gücü de akla hitaplı olmakla bulurlar. Mevsimler gibi Yunus’un şiirleri her iklimi kendi anlam derinliğinde yaşatırlar. Duygusal şiirlerse, yeller gibi eser ve geçerler. İlk zamanlarında ah, vah çektirseler de bir dönem sonra unutulur giderler.  Bu nedenle duygusal şiirlerin uzun zamanlara sarkış gücü zayıftır.

Yunus Emre, insan ilişkileri bağlamında bir vakıanın hem reel, hem de mecaz manası üzerinde durmuş.

Toplumsal yaşamda insanları genellemek ya da potansiyel zafiyetli görmek doğru olmaz. Elbette her dönemin iyileri de, kötüleri de olur. Vahim olan, kötülerin iyilere baskın olmasıdır.İnsanlığın büyük sorunu, tarih boyu birbirinin “başına çorap örmek” olmuş. İnsanın benliğini servet, şöhret ve şehvet hırsı bürüdüğünde durum böyle olur.İnsan bir başkasının hak ve kutsallarına saygılı olduğunda yaratılış gayesine uygun davranış sergiler. Kişi ya da toplumun kutsalları milli ve manevi değerleridir. İnsan hakları ise can, mal, akıl, inanç ve iffet varlığıdır. Birilerinin, başkalarının hak ve kutsallarına saldırısı toplumsal barışı bozabilir.   

Niçin birileri, başkalarının başına çorap örmekten kendini alamıyor? Milli ve manevi değerler ile insan haklarına saygınlık zayıf kaldıkça insanlar birbirinin başına çorap örmeye devam edecektir.   Ayağa çorap örmeyi anlamak mümkün… Ayağa çorap örmek insanı korumak, yaşatmak ve fayda içindir. Herkes yaptığının karşılığını almalı. Ama meşru yolla alması hakkıdır.  Elbet, her hizmetin bir bedeli vardır. İyiliklerin karşılığı olduğu gibi kötülüklerinde karşılığı vardır. İşin kötü yanı, başkalarına sıkıntı vermektir. Ne hazin ki, toplumsal yaşamda mazlumlar mağrurlardan zarar görmekte. Mağrurların mazlumlara verdiği sıkıntıları toplumlar “başa çorap örmek” olarak nitelerler. Kimin, kimin başına belâ olmaya hakkı vardır?

Dünya hâli, iyilerle kötülerin mücadelesi şeklinde sürüp gidiyor. Daha ne kadar süreceği de, meçhul. İnsanlık adeta birbirinin başına çorap örmek için yarışa kalkmış gibi. Bu duruma kim dur diyecek? Âl-i İmran suresi ayet 110’da, Allah: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmak üzere var edildiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten men edersiniz ve Allah’a inanıp iman edersiniz…” buyuruyor. Çağlar açılmış, çağlar kapanmış ama bu kötü ahvali kimse bitirmemiş ya da bitirememiş. Bu gidişle de bitmeyeceğe benziyor. Biter mi, biter. Nasıl mı? İnsan, yaratılış gayesini anladığında kötülükler bitecektir. İşte o zaman insanlık, erdemlik ve iyiliklerle içtimai hayatta behemehâl olacaktır. Dünya barış ve huzurunun sağlanacağı gün de, o gündür.

İnsanlığın uzlaşı sorunları yaratılış gayesine uygun kişilik zaafından kaynaklanıyor. İnsan yaratılış gayesine uygun iyiliklerle donanıp kötülükleri bertaraf ettiğinde bir başkasının “başına çorap örmek” rezaletinden kurtulacaktır.Bakara suresi ayet 85’de: “Ama siz, birbirinizi öldürüyorsunuz ve kendinizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onların aleyhine günah ve düşmanlıkta birleşip yardımlaşıyorsunuz… Siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz. İçinizden böyle yapanlar sonuçta dünya hayatında rezillikten başka ne kazanabilirler... “ buyuruyor.Yüce Rab, böyle buyurduktan sonra insan neyi kaybettiğinin veya neyi kazandığının murakabe ve muhasebesini ne zaman yapacaktır?

Yunus Emre:“İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir - Sen kendin bilmezsin ya nice okumaktır / Okumaktan ma’ni ne kişi Hakk’ı bilmektir – Çün okudun bilmedin ha bir kuru emektir / Okudum bildim deme çok tat kıldım deme – Eri hak bilmez isen abes yere yelmektir / Dört kitabın ma’nisi bellidir bir elifte – Sen elif dersin hoca ma’nisi ne demektir / Yunus Emre der hoca gerekse var bin hacca – Hepsinden iyice bir gönüle girmektir…”ötesi, teferruattır diyor. İnsanlığın barış ve huzuru herkesin kendisini bilmesine bağlıdır. Her şeyi bildiğini zenneden kendisini bilip bilmediğinin farkında mı?Başkasına zarar vermeyi kâr sayan, neyi bildiğinin iddiasında?

Yunus Emre: “Sofiyem halk içinde tesbih elimden gitmez – Dilim marifet söyler gönlüm hiç kabul etmez / Boynumda icazetim riya ile taatım – Endişem başka yerde gözümyolum gözetmez / Görenler elim öper tac u hırkaya bakar – Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez / Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatim – İç pazara gelince bin yıllık ayyar etmez / Dışın derviş içim boş dilim tatlı sözüm hoş– İlla ettiğim işi dinin değişen etmez…” derken, ne tesbihe ve ne de ibadete husumetle söylemiyor. O, riyaya ve sahtekârlığıntehlikesine dikkat çekiyor. İnsanın yaratılış gayesine aykırı davranışlarına karşı uyarıda bulunuyor.İnsan hangi kisveye bürünürse bürünsün özüyle sözü bir olmadıkça kendini bilmiyor demektir. Çeşitli kisveler altında kutsallarıyla başkalarını aldatmaya çalışan aslında kendini aldatır.

Yunus Emre: “Gönül yüksekte gezer dem be dem yoldan azar – Dış yüzüne o sızar içinde ne var ise / Sağır işitmez sözü gece sanır gündüzü – Kördür münkirin gözü âlem münevver ise / Gönül Çalabın tahtı Çalap gönüle baktı – İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise.” üç şiirinde de, insanların rezil hâllerini ele alırken erdemli yönlerini de dile getirmeyi ihmal etmemiş.Yukarıda belirttiğim veçhe o,  şiirlerinde ana tema olarak gönül kırmanın felaketi ve gönül kazanmanın fazileti üzerinde durmuş. Olup bitenleri akıl gözüyle görmeyen, akıl kulağı ile işitmeyen iyi bilsinki, herkesi kendisinden iyi bilen “Mutlak Güç” ün varlığını. O,insanın benliğine bakar. İnsana değeri, insanın benliğinden yansıyanlara göre verir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

Yunus Emre GÜLLÜ - 27 OCAK 2022 / Milli irade